MEZHEP İMAMLARININ KURAN'A İMANLARI YOKTUR.
EHLİ SÜNNET MEZHEPLERİNDE NAMAZI TERKETMENİN HÜKMÜ:
HANEFİLERE GÖRE:
Tembellik sebebiyle namazını kılmayan kişi fasık olup, böyle bir kişi hapsedilir ve namazı kılıp tevbe edinceye kadar vücudundan kan akacak şekilde dövülür.
Ya tevbe edip namazını kılar yahut hapishanede ölür.
Ramazan orucunu terk eden kimse de bunun gibidir.
Bunların dayandıkları delil:
Nebi (Aleyhisselam)'ın şu hadisidir.
" Müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şey sebebiyle helal olur: Zina eden dul, cana karşı can, dinini terk edip cemaatten ayrılan kişi (murted)"( Buhari Müslim)
Hanefiler buna şunu da ilave etmişlerdir.
Namaz kılan kimsenin müslüman olduğuna ancak dört şart ile hüküm verilebilir:
" Namazı vakti içinde kılmak, cemaatle kılmak, yahut vakti içinde ezan okumak, yahut bir secde ayeti okununca bunu duyduğu zaman tilavet secdesi etmek" (ed- Durrul Muhtar, 1,326, Merakil Felah, 6)
HANEFİLER DIŞINDA KALAN DİĞER MEZHEP İMAMLARINA GÖRE,
"Bir vakit de olsa, özürsüz olarak namazı terk eden kimse mürted de olduğu gibi, üç gün tevbeye çağırılır.
Tevbe etmezse öldürülür"
Maliki ve Şafiilere göre ceza olarak (hadden) öldürülür, kafir olduğu için öldürülmez. yani bu kişinin kafir olduğu ile hüküm verilmez"
( el kavaninul fıkhiyye, 42, Bidayetul müctehid, 1,87, eş-Şerhus Sağir, 1,238, Mugnil muhtac, 1,327, el muhazzeb, 1,51, keşşaful kına, 1,263, el Muğni, 2, 442)
Hanbeli mezhebinin imamı Ahmet Bin Hanbel şöyle demiştir.
Namaz kılmayan kafir olduğu için öldürülür. Çünkü Nebi ( Aleyhisselam) Şöyle buyurmuştur. "Kişi ile küfür arasındaki fark namazı terk etmektir"
( Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, İbni mace, Dolayısıyla bu hadis namazı kılmayanın küfrü gerektiren hususlardan olduğuna delil teşkil etmektedir.
Yukarıdaki hadisin bir benzeri de Büreyde hadisidir.
" Bizim ile sizin aranızdaki ahit namazdır. Namaz kılmayan kafir olur"
( Bu hadisi beş hadis imamı Buhari, Müslim, Ebu Davut, İbni mace, Tirmizi ile ibni Hibban ve Hakim rivayet etmiştir)
Bu hadis de namaz kılmayanın kâfir olduğuna delalet eder.
İmamı Şevkani bu görüşü tercih ederek şöyle demiştir.
" Gerçek olan, namazı kılmayanın kafir olduğudur.
Namaz kılmayan kafir olduğu için öldürülür"
(İslam fıkhı ansiklopedisi, Prof. Dr. Vehbe Zuheyli, 1. Cilt, sayfa, 387, 388)
CEVAP:
Ehli sünnet âlimleri bütün ictihatlarını hadislerin üzerine bina etmişlerdir. Halbuki Kur'an'a inanıp Allah'ın kitabına güvenmiş olsalardı dinde hiç bir zorlamanın olmadığını göreceklerdi.
"Dinde zorlama yoktur,,,"
(Bakara, 256)
(Ey Resul! ) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?"
(Yunus, 99) Bu konuda âyet çoktur.
Allah'ın yaratmış olduğu kainatta en önemli haklardan bir tanesi canlı varlıkların hayat hakkıdır.
Hayat hakkının korunması ile alakalı Kur'an'da birçok emirler vardır.
Yani insanın hayat hakkına bazı durumlar dışında asla son verilemez.
MESELA,
"Haklı bir sebep(savaş, kısas, hata) olmadıkça Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın"
( İsra, 33 )
MESELA,
"Kim, bir cana ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın haksız yere bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur"
(Maide, 32)
MESELA,
"Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır"
( Nisa, 93)
Yani kesin bir hüküm olarak Kur'an'da yer almadığı halde, bununla alakalı Kur'an'da en ufak bir işaret ve ima dahi bulunmadığı açık olarak ortada iken,
"Namaz kılmayan, zina eden evli ve dul, dinden dönen öldürülür" hükmü nasıl verilebilir?
Hatta Kur'an'da bunun tam tersi hükümler var olduğu halde,
MESELA,
",,,,Sizden kim, dininden döner ve kafir olarak ölürse, onların yaptıkları ameller dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktir ve onlar orada devamlı kalırlar"
( Bakara, 217)
Yukarıdaki âyette dinden dönenlere Allah tarafından eceliyle ölünceye kadar hayat hakkı verildiği açık olarak görülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder