BİZİM RABBİMIZ KİMDİR? (1.Yazı)
"Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir"
(Zuhruf, 82)
"Gökteki ilâh da, yerdeki ilâh O 'dur. O, hakimdir, her şeyi bilendir"
(Zuhruf, 84)
"Onların kalplerini metin kıldık. O yiğit gençler ayağa kalkarak dediler ki:
"Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasını ilah edinmeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz"
(Kehf, 14)
Yani ashabı kehf gökyüzünün ve yeryüzünün Rabbini tek ilah edindiler. Gökyüzünün üzerindeki kanunları, yeryüzündeki kanunlar kim koymuşsa,
bizi yönlendiren hükümlerde onun kanunu olması gerekir anlayışını benimsediler.
Allah kainatta çok ince bir ayar ve hassas bir denge koymuştur.
" O(Allah) ki, birbiriyle ahenktar yedi göğü yaratmıştır.
Rahman olan Allah'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin.
Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?
" Sonra gözünü tekrar tekrar çevir bak: göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir"
(Mülk, 3,4)
Dolayısıyla kainata ince bir ayar ve hassas bir denge yerleştiren Allah'ın elçiler vasıtasıyla gönderdiği vahiy'de hidayet ve rahmete yönelik olacaktır.
Çünkü Allah yeryüzünü ve gökyüzünü insanların ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yaratmıştır.
"O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi katından (bir lütfu olmak üzere) size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır"
(Casiye, 13)
İşte Allah tarafından indirilen vahiy'de buna benzer.
Gökyüzünde ve yeryüzünde olan her şey, güneşten yıldızlara yağmurdan meyvelere kadar her şey insanların ihtiyaçlarına göre ayarlanmıştır.
Tabii olarak hem tekvini (Kainat kanunları, doğal yasalar)
hem de teşrii (Allah tarafından elçiler aracılığıyla indirilen vahiy ve kanunlar), olarak ilahi kanunlara tabii olunduğu zaman Allah'ın tekvindeki olan
kanunu ile insanlara göndermiş olduğu kanun arasında tezat olmayacaktır.
Tekvine hakim olan kanuna tekvini kanun, insanlara gönderilmiş olan kanunlarada teşrii kanın diyoruz.
Yani âdeta Allah'ın varlık alemi üzerindeki Rububiyeti tekvinidir.
İnsanlara yönelik olan Rububiyeti ise teşriidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder