KUR'AN'DA ALLAH, RESUL VE VAHİY BAĞLAMINDA KULLANILAN KAVRAMLAR
(6.YAZI)
Kur'an'da "Hak" kavramı gibi "Nur" kavramı da sadece Allah, vahiy ve Resul (Elçi) için geçmektedir.
ALLAH İÇİN KULLANILDIĞI ÂYET
"Allah göklerin ve yerin nurudur,,,"
( Nur, 35)
VAHİY İÇİN KULLANILDIĞI ÂYETLER
"Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik"
(Nisa, 175)
",,,,Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık,,"
( Şura, 52)
",,,,,Onun için Allah'a ve Resulüne ve indirdiğimiz o nur'a iman edin,,,"
( Teğabun, 8 )
",,,,Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi,,,,"
( Mâide, 15)
RESUL İÇİN KULLANILDIĞI ÂYET
"Ey Nebi! Biz seni hakikaten bir şâhit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nursaçan bir kandil olarak gönderdik"
(Ahzab, 45, 46)
Ahzab 45. âyetin başlangıcı her ne kadar "Ey Nebi!" olarak başlıyor olsada, "erselnéke" lafzıyla "risalet" misyonuna geçiş yapmaktadır.
Daha Kur'an'da birçok kavram "Allah, vahiy ve Resul" için kullanılır.
MESELA,
İstihza (alay etme) kavramı, "Allah, Resul ve vahiy" için kullanılmıştır.
"Ey Resul! Senden önceki Resullerle de alay edilmişti,,,"
(En'am, 10)
"De ki: Allah ile, O'nun âyetleriyle ve O'nun Resulü ile alay mı ediyorsunuz?
( Tevbe, 65)
"Ey Resul! Seninle alay edenlere karşı biz sana yeteriz"
( Hicr, 95)
"Onlara bir Resul geldiğinde hemen onunla alay ederlerdi"
(Hicr, 11)
"İşte, İnkar ettikleri âyetlerimi ve Resullerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir"
(Kehf, 106)
"Andolsun, senden önceki Resullerle de alay edildi,,,"
( Enbiya, 41)
"Sonunda, Allah'ın âyetlerini yalan sayarak ve onları alaya alarak kötülük yapanların akıbetleri pek fena oldu"
( Rum, 10 )
"Yazık şu kullara! Onlara bir Resul geldiğinde, mutlaka onunla alay etmeye kalkışırlar"
( Yasin, 30 )
Dolayısıyla Kur'an sisteminde "vahiy" ile "Resul" aynı şeydir.
Yani vefat ettikten sonra "Beşer Resul"ü sadece vahiy temsil eder.
"Vahiy" ile "Resul" birbiriyle kaynaşmış et ve tırnak gibi olmuştur.
Resulü Kur'an'dan ayırmak büyük bir cinayet ve açık bir küfürdür.
Bu konuya ağırlık vermemin en büyük sebebi, uydurma hadis dininin baştan sona kadar yalan olduğunu ortaya koymak içindir.
"Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farklar ortaya çıktığı zaman
Şia ve Ehli Sünnet muhaddis ve âlimlerinin ne kadar Kur'an cahili oldukları ve dinlerinin ne kadar tehlikeli ve Allah Resulü'ne iftira olduğu ortaya çıkacaktır.
Hadislerin içinde bazı doğru ve güzel sözler bulunsa da Nebi (as) aidiyetleri yalandır.
Çünkü Resulü'n tek ilişkisi Allah tarafından indirilen vahiy'dir.
(Kehf, 110, Fussilet, 6)
Yani din ve hüküm olarak insanları bağlayan ve sorumlu oldukları tek şey Resul'ün dilinde hayat bulan Kur'an'dır.
Nebi'nin sözleri ümmeti bağlamaz.
Çünkü Nebi'nin hata etme ihtimali vardır. (Tevbe, 113, Tahrim, 1)
Fakat Resul asla hata yapmaz ve vahye ihanet etmez. İşte bu yüzden Resule itaat Allah'a itaat olarak kabul edilmiştir
(Nisa, 80)
Bundan dolayı Kur'an'da Resul kavramını çözmek zorundayız.
İşte o zaman uydurma din rivayet, ictihad ve mezhepleriyle çökecek ve tarihin çöplüğünde yerini alacaktır.
Çünkü uydurma Ehli sünnet ve Şia dinlerinin ortaya çıkmasının en büyük sebebi,
Kur'an'ın terkedilmesi, yalanlanması ve inkar edilmesidir.
Bu gerçeklerle ilgili yüzlerce âyet vardır.
(Bakara, 159, 174, 175, 176; Âli İmran, 187;
Tevbe, 34; Nahl, 104, 105; Nisan, 150; Cuma, 5)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder