İNSANLARIN BAŞINA BELA EDİLEN HURAFE BİR DİN
(2.YAZI)
Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynak insanları bağlamaz.
Uydurma Ehli sünnet ve Şia dininde insanların başına bela edilen musibetlerin en önemlileri şunlardır.
1-) HATİM BELASI:
Kur'an'ın birçok ayetinde vahyin anlaşılması, üzerinde tefekkür edilmesi ve hayata geçirilmesi ile alakalı iken,
Kur'an cahili ahmaklar, Kur'an'ın anlaşılmadan sürekli olarak hatim yapılması, güzel sesle ve tecvitli olarak okunması ile ilgili onlarca rivayet uydurmuşlardır.
Rahmân ve Rahim olan Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle buyuruyor.
"Hâlâ Kur'an üzerinde gereği gibi düşünmeyeceker mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı"
( Nisa, 82)
"Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?
( Muhammed, 24)
"Andolsun biz Kuran'ı düşünenler için kolaylaştırdık.Ondan öğüt alan yok mu?
( Kamer, 17- 22 -32 -40)
Hatta Kur'ansız hurafecilerin rivayetlerine göre "Allah Resulü (as) unutmamak için her yıl Cebrail ile karşılıklı olarak Kur'an'ı bir sefer mukabele ediyorlardı"
"Vefat ettiği yıl Kur'an'ı iki sefer cebrail'e okumuş, Cebrail de onu dinlemiştir"
Allah(cc) tarafından Elçin'in kalbine yerleştirilen vahyin unutulmasının mümkün olmayacağını Kur'an cahili ahmak hurafeciler nereden bileceklerdi.
(Ey Resul!) Onu Ruhul Emin uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir"
( Şuara, 193- 194- 195)
(Ey Elçi! )Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu, toplamak senin kalbine yerleştirmek ve onu okutmak bize aittir"
(Kıyame- 16, 17)
"Sana (Kur'an'ı) okutacağız artık unutmayacaksın"
(Âl'â, 6)
Uydurmacı rivayetçiler Allah Resulü adına öyle alçakça iftiralar ortaya koydular ki, insanları Kur'an'ı anlamaktan en uzak bir mesafeye savurmuşlardır.
İşte insanların başına bela edilen uydurma dinin en önemli projelerinden biri Kur'an'ı manasını anlamadan onu okuma ve hatim yapma musibetidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, cemaatler ve tarikatlarda bu uydurma dinin rivayetlerine harfiyen uyarak, Kur'an'ı metin olarak telaffuz ederler ama ona iman etmezler.
"Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler. Ama kim onu inkar ederse (görmezlikten gelirse) işte gerçekten zarara uğrayanlar bunlardır"
( Bakara, 121)
Aslında Kur'an'ı tek hüküm kaynağı, yegane rehber olarak kabul etmeyenler ona iman etmeyenlerdir.
Diyanet İşleri başkanlığında, cemaatlerde ve tarikatlarda Kur'an'ı anlamaya çalışma ve ondan konuşma söz konusu değildir.
MESELA
Diyanet İşleri Başkanlığında, cemaat ve tarikatlarda binlerce Kur'an kursu ve medreseye rağmen bir tane Kur'an'dan konuşacak âlim yetişmemiştir.
Dolayısıyla insanları bu hatim yapma belasından kurtarmadığımız sürece onu anlamaya yanaşmayacaklardır.
Günümüzde özellikle kadınlar arasında neredeyse her mahallede, toplu olarak, manasından tamamen uzak, üzerinde hiç tefekkür etmeden, sürekli olarak, papağanlar gibi, sadece Arapçasını okuyarak, hiç ara vermeden saatlerce, belki günlerce Kur'an'ı hatim yapmak moda olmuştur.
Kur'an, sanki manası olmayan, sadece Arapça'sını okumak için gönderilmiş bir kitap olarak biliniyor.
Boş yere israf edilen bunca zamana yazıktır, günahtır.
insanlar Arapça'sını okudukları Allah'ın kitabı ile gerçek anlamda danışmadan ölüp gidiyorlar.
Bu ahmaklığın ve cehaletin hesabı nasıl verilecek.
İnsanlar arasında Kur'an, manası olmayan, anlaşılması imkansız,
ulaşılması son derece zor, çok mukaddes ve yücelerde bulunan, ruhani ve dokunulmaz bir kitapmış gibi saygı görmekte fakat hiçbir zaman manasının ne olduğu araştırılıp soruşturulmayan bir kitap haline getirilmiştir.
Bu hatim yapma ve mukabele okuma belasından bir an önce insanların kurtarılması gerekir.
Kur'an'ı Mübin'i manasız olarak okumanın bir yararının olmadığı ve sevabının bulunmadığının İnsanlara çok açık bir şekilde anlatılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder