26 Ocak 2018 Cuma

HÜSRAN İÇİNDE HÜSRAN   
 Adam kendi inancına göre Allah Resulü'nün emirlerini yerine getirmiş,
Kur'an okumuş, Hatim yapmış,  İlim adamlarının içtihatlarına uymuş,
 Kur'an ve Sünnet'in  öngördüğü meşru ibadetleri yerine getirmiş,
 gece gündüz kulluk etmiş,
mescitler inşa etmiş,
 namaz kılmış, zikir çekmiş, tesbihatlar yapmış,  salavatlar  getirmiş,
bunca zaman geçirmiş, ömrünü din!  ve iman! için çürütmüş, kutsal geceleri bile ihya etmiş  olarak hesap ediyor.
 Fakat âliminden ümmisine  kadar  koyu karanlık,
Kur'an'sız  bir cehalet ve ağır bir  ahmaklık içinde  yaptıklarından dolayı Allah tarafından bu amelleri saçılmış zerreler gibi
(Furkan, 23) şiddetli fırtınada rüzgarın savurduğu kül
 (İbrahim, 18) bir serap, hüsran içinde hüsran  olarak karşına çıkacaktır.
 Çünkü onlar Allah'ın emirlerini değil, paralel dinin ilahlarının,
Kur'an'sız ve cahil mezhep imamlarının, ahmak muhaddislerin  ve akılsız  âlimlerinin uydurma ve hurafe  emirlerini yerine getirmişlerdir. 
Onlar Allah'a ve onun  kitabına karşı şirk işlemişlerdir.
 Bu  "ilâh" ve "Rab" edindikleri din alimleri(Tevbe, 31)  onları sömürerek Allah yolundan geri dönülmeyecek bir uzaklığa savurmuşlardır.(Tevbe, 34--En'am, 71)
 Hem öyle bir savurmuşlardır ki, en ahmakça bir inanç ve  amellere mahkum ederek bunu yapmışlardır.
 İşte o batıl inanç ve karşılığı olmayan sayısız  amelin ve ibadetin ahiretteki durumunu Rahmân ve Rahim olan  Allah Kur'an'ı Mübin'de şöyle tarif ediyor.
 "İnkar edenlere gelince, onların amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder,
nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey bulamamış, üstelik yanı başında da (inanmadığı  ve kendisinden sakınmadığı)
 Allah'ı bulmuştur. Allah ise, onun hesabını tastamam görmüştür. Allah hesabı çok çabuk görür"
(Nur, 39)
"Yahut o kafirlerin (duygu düşünce,amel  ve inançları) engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir,
(öyle bir deniz) ki, onu dalga üstüne dalga kaplıyor, üstünde de bulut... Birbiri üstüne karanlıklar...
İnsan, elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah nur vermemişse, artık o kimsenin aydınlıktan nasibi yoktur"
( Nur, 40)
KURTULUŞ: İHLASTA,
 HÜSRAN:   ŞİRKTE,
 "De ki: Bana dini Allah'a Halis kılarak ona kulluk etmem emrolundu.
Bana Müslümanların (muvahhidlerin) ilki olmam emrolundu"
 "De ki: Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım"
" De ki: Ben dinimde İhlas ile ancak Allah'a kulluk ederim"
( Ey Müşrikler!) Siz de O'ndan başka dilediğinize kulluk edin. De ki: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de uyanlarını  ziyana sokanlardır. Bilesiniz ki, bu apaçık hüsrandır"
(Zümer, 11, 12, 13, 14, 15)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder