EMEVİ-ABBASİ DEVLETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
"Hakikatı keşfeden, başkaları farklı düşünüyor diye onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hemde alçaktır.
Bir kişinin, benden başka herkes aldanıyor demesi güç şüphesiz, fakat gerçekten herkes aldanıyorsa o ne yapsın"
(Daniel De Foe)
"İnsan ilk önce doğruyu bilmesi gerekir, doğruyu bilirse, gelecek olan yanlışı bilir.
Fakat yanlışlarla büyümüş bir kişi doğruya zor ulaşır"
(Farabi)
Vahiy ehl-i muvahhidler için her şeyden daha önemli olan bir görev vardır.
Aslında bütün elçilerin gönderiliş amacı da bu kutsal görevdir.
Bu görev din ve hüküm olarak Allah'ın indirdiği âyetlerden başka hiçbir kaynağın olmadığına iman etmektir.
Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka kaynağa tâbi olmak şirktir.
"Rabbinden sana vahyedilene tâbi ol. O'ndan başka ilah yoktur. Müşriklerden yüz çevir"
( En'am-106)
İnsanları Kur'an'dan başka kaynağa davet etmek de şirktir.
"Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra, artık sakın onlar seni bu âyetlerden alıkoymasınlar. Sadece Rabbine dâvet et.
Asla müşriklerden olma! Allah ile beraber başka bir ilâha davet etme! O'ndan başka ilah yoktur.
O'nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz ancak Ona döndürüleceksiniz"
(Kasas, 87-88)
Din ve hüküm olarak Allah tarafından indirilen vahiy'den başka hiçbir kaynak edinmemek Kur'an'ın en önemli ilkesidir.
Bu ilke ile ilgili yüzlerce âyet mevcuttur. Dolayısıyla "daha Allah Resulü (a.s) hayatta iken kendisine indirilen vahiy ile din tamamlamıştır"
( Maide- 3; Enam- 115 )
"Allah'ın elçileri sadece kendilerine gönderilen vahyi tebliğ etmişlerdir"
( Maide- 117; Araf, 62- 67- 68; Nahl- 35; Maide- 99)
"Allah'ın elçileri sadece vahye tâbi olmuşlardır"
(Yunus- 15- 49- 109; En'am-106)
"Allah'ın elçileri yalnız indirilen vahyi ile insanları uyarmışlardır"
(Kaf- 51; Enbiya -45)
"Din ve hüküm olarak tek uyarı kaynağı Kur'an'dır"
(Yasin, 5--6; Furkan-1; Kehf, 1--4; Ahkaf- 12; Fussilet, 1--4)
"Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynağa iman edilmez"
( Casiye- 6; Mürselat- 50)
"Allah hükmünde hiç kimseyi ortak kabul etmez"
( Kehf -26; Yusuf- 40; Şura- 10)
Nebi adına iftira edilen bütün hadisler yalandır" (Lokman- 6)
"İnsanlar sadece Kur'an'dan sorumlu tutulmuşlardı"
( Zuhruf, 43- 44)
"Din ve hüküm olarak Kur'an tek mucize ve yeterli bir kaynaktır"
(Ankebut, 50- 51)
"Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka uyulacak ilim yoktur, vahiy haricinde kalan rivayet ve içtihatlar heva ve hevesten başka bir şey değildir"
( Bakara- 120; Râd-37)
"Din ve hüküm olarak Kur'an tek hidayet kaynağıdır"
(Sebe-50; Yunus- 108; Neml-92)
"Doğru yolu göstermek sadece Allah'a aittir"
(Leyl-12)
" Allah yalnız hakkı buyurur ve hidayete yalnız O ulaştırır"
(Ahzab-4)
"Yollarını şaşırmamaları için açıklama yapan yalnız Allah'tır"
(Nisa-176)
"Hadis kaynakları müşriklerin taleplerinin yerine getirilmesidir"
(Yunus- 15)
"Hadisler, ictihadlar ve mezhepler Kur'an sesinin işitilmesini engelleyen bir gürültü ve propagandadan başka bir şey değildir"
(Fussilet-26)
"Allah'ın âyetlerini gizleyen ilim adamları lânetlenmişlerdir"
(Bakara-159)
"Atalardan kalma taklidi din ve iman Kur'an tarafından sürekli sorgulama altına alınarak kınanır"
(Bakara- 170; Mâide-104; Lokman-21)
Mezhep ve fırkaların dinde bölücülük olduğunu Kur'an söylüyor"
(En'am-159; Rum, 30-31 32)
"Din ve hüküm olarak Allah'ın indirdiği vahiy dışında hüküm kaynağı edinenler, Kur'an'a göre hem kafir, hem zalim, hemde fasıkların ta kendileridir"
(Mâide, 44-45-47)
"Elçinin tek hüküm kaynağı Allah'ın indirdiği kitaptır"
(Mâide, 48-49-50)
"Allah'ın tarafından indirilen vahyi tebliğ etmemek küfürdür"
(Mâide-67)
"Allah'ın indirdiği vahye dayanmayan dinde hayır yoktur"
(Mâide-68)
"Allah'a özel kılınmayan din şirktir, yani din Allah'ındır.
"Dinde Allah'tan başka söz sahibi yoktur, din katışıksız, saf, tertemiz hanif İslam olması gerekiyor"
(Beyyine-5; Mümin-65; Zümer, 2-3--11-12-13-15)
Kısacası din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynak olmadığı ile ilgili âyetlerin tamamını ele almak mümkün değildir.
Fakat Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğünden, Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farklardan,
Kur'an'ın kavramlarından haberi olmayan Emevi- Abbasi Devletlerinin hurafe rivayetlerini din ve hüküm olarak kabul eden
Diyanet İşleri Başkanlığı, insanlara sadece Allah'ın kitabını ve hakkı tebliğ eden vahiy ehl-i bir muvahhide hakkında açmış olduğu soruşturma aynen şöyledir.
"Yukarıda açık kimliği yazılı... isimli şahsın şüpheli sıfatıyla... tarihinde alınan ifadesidir. SORU: ...ili... görev yaptığınız dönemde; gerek yaptığınız derslerde gerekse sohbet ve cuma derslerinde ve iftar programlarında yaptığınız sohbetlerde
"Kur'an'ın dinde tek kaynak olduğunu ve hadislerin kaynak olamayacağını, mezheplerin sonradan çıktığını ve mezheplere gerek olmadığını,
kabir azabı ile şefaatin olmadığını, şefaat istemenin şirk olduğunu, adetli iken kadınların namaz kılmak ve oruç tutmakla mükellef olduğunu, cuma namazının kadınlara da farz olduğunu, kasden orucu bozmanın bir cezasının olmadığını, teravih namazının olmadığını, kandil gecelerinin olmadığını,
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Ramazan'da imsakı yanlış hesapladığı için insanların orucu fazla vakit olarak tuttuklarını, Ramazan'da mukabele okuma uygulamasının doğru olmadığını,
kader ve kazanın olmadığını, insanın tüm eylemlerinin gerçek sorumlusu olduğunu, zekat için belirlenmiş bir nisap miktarı olmadığını, ince çoraba ve çıplak ayağa mesh edileceğini, ölünün arkasından
Kur'an (Yasin) okumanın ölüye bir faydasının olmadığını söylediğiniz, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırlamış olduğu ilmihal kitaplarını kabul etmediğiniz bu duruma bazı talebelerin tepki göstererek dersleriniz ve sohbetlerinize katılmadığı, az sayıda bazı insanların ise sizin bu görüşlerinizi benimsediği,
ehl-i sünnet âlimlerince sahih hadislerden istinbât edilen dini hükümleri tamamen yok saydığınız,
bu sebeple Kur'an'da hükmü bulunmayan tüm hususların bir tarafa atılarak terk edilmesi yönünde beyanlarda bulunarak görev yaptığınız bölgelerde insanların ehl-i sünnet akidesi çerçevesinde inandıkları hususları sorgular hale getirerek insanlar arasında ikilik çıkardığınız, insanların din ve
Diyanet İşleri Başkanlığı'na karşı olumsuz kanaatlere varmasına sebep olduğunuz, Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan ve kurslarda ders kitabı olarak takip edilmesi belirlenen
"Dinimiz İslam" isimli kitabın muhtevası dışında İslam alimlerince tartışmalı olup nihai bir karara varılmayan dini konuları ibtidai seviyede dini bilgisi olan insanlara aktararak insanların inançlarını sorgular hale getirdiğiniz, bu tutumunuzu daha önce görev yaptığınız yerlerde olduğu gibi sürdürmeye devam ettiğiniz, özetle;
hadislerle sabit olan dini hükümleri kabul etmediğiniz, .... netice olarak M...İ nun İleri sürdüğü görüşler doğrultusunda beyanlarda bulunarak insanlar arasında tefrika çıkardığınız iddia edilmektedir; Ne dersiniz?
Diyanet İşleri Başkanlığı bu soruşturma ile vahiy ehl-i muvahhideyi değil, Kur'an'ı hesaba çekmekte ve direk olarak Allah'ın kitabına karşı savaş açmaktadır.
Bu soruşturma ile Diyanet İşleri Başkanlığı ne kadar Kur'an cahili olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu soruşturma itikadi bir sapma olduğundan dolayı cehennem ateşinden başka bir karşılığı bulunmamaktadır.
"Allah'ın âyetlerine inanmayanlar yok mu, kuşkusuz Allah onları doğru yola iletmez ve onlar için elem vericibir azap vardır. Allah'ın âyetlerine inanmayanlar, sadece iftira eder. İşte onlar yalancıların ta kendileridir"
(Nahl, 104-105)
Dolayısıyla hakkı bilmeyen gerçek olarak batılı bilemez.
Ön yargılı olanlar Kur'an'ı asla anlayamaz.
Kur'an'ı anlamak istemeyenler apaçık bir sapıklık içine gömülmüş olurlar..
"Eğer yüz çevirirlerse de ki, Allah bana yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Sadece O'na dayandım. O yüce arşın sahibidir"
(Tevbe-129)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder