ŞİRK SAPIKLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI:
(17. YAZI)
Eğer son Nebi ve Resul olan Muhammed (as) dan sonra başka bir Nebi ve Resul gönderilmiş olsaydı bu ahmak müşriklerin ona iman etmeleri mümkün değildi.
Çünkü bu müşrikler Allah Resulü'nün, hatta bütün Allah elçilerinin en kapsamlı tevhid kitab-ı olan Kur'an'ı kabul etmemekle
son derece kararlı hareket etmekte ve Kur'an ehli muvahhidleri aynen müşrik ataları gibi sapık ilan etmektedirler.
Ayrıca Kur'an, ilim, hikmet, tevhid, adalet, merhamet, güzel ahlak gibi üstün meziyetler ve erdemler,
bu müşriklerin sahip oldukları sapık inanç ve çirkin ahlakla bir araya gelemezler, müşriklerin akıl ve zihinlerinde beraber barınamazlar.
İnanç ve küfür,
tevhid ve şirk açısından geçmiş ile bugün veya gelecek arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.
İSMAİLAĞA TARİKATININ ŞİRK SAPIKLIĞI:
İsmailağa Tarikatının şeyhi olan Mahmut Ustaosmanoğlu diyor ki:
"Şeyhin görüntü ve şeklini hayal etmek, Allah'ın zikrinden daha faziletlidir"
( Mahmut Ustaosmanoğlu irşadül müridin 3. Baskı sayfa- 124)
Şeyhleri Mahmut Ustaosmanoğlunun karşılarına çıkmasını bekleyen büyük kalabalığın dikkatini çekmek için konuşan sapık müşrik aynen şunları söylüyor.
"Bir Allah dostunun huzurunda, hele kâmil mükemmil bir dostunun huzurunda bir an durmak bin sene ibadetten efdaldir"
Bunu söyleyen sakallı müşrik Celaleddin Rumi'yi kaynak olarak gösterdi.
Yine Kur'an ve tevhid düşmanı Mahmut Ustaosmanoğlu Lalegül TV'deki konuşmasında diyor ki:
"Kızlar katiyyen orta, lise ve üniversiteye gidemezler.
Bunu tekrar tekrar söylüyoruz, avanaklık etmeyin.
Yüz yirmi dört bin peygambere gidip tanışsanız, yüz dört kitaba gidip arasanız, bunun fetvası yoktur.
Siz nur gibi melek gibi kızlarınızı nasıl öyle yerlere teslim edersiniz.
Bunu benden tekrar duymuş olasınız.
Kızlarının gideceği tek yer kız medreseleridir"
CÜBBELİ AHMAĞININ HEZEYANLARI:
"Gavs! gavsı Geylani, denizin ortasında kurtarır, havada kurtarır.
Ya gavs dedin mi, hemen gelir.
Kaç kere denemişim, havada düştük düşeceğiz.
Hayatımız uçaklarda geçti.
Oku, oku, oku, (Yani Allah'a yalvar bir şey yok uçak) durmuyor.
Ya Gavs-ı Geylani dedim mi hemen geliyor! İmam Rabbani de onun büyüklüğünü söylüyor. Uçağı havada tutarlar.
CÜBBELİ'YE GÖRE
"İzmir'i Yunan işgalinden Mustafa Kemal değil, Tefriciye salavat duası kurtardı"
CÜBBELİ = KONUŞAN EŞEK
"Hayber fethinde Rasulullah (sav) e ganimetten bir merkep düştü.
Resulullah (as) merkebe diyor ki, "mesmük" "adın ne?"
Sizde zannediyorsunuz eşeklerin adı yok, babası yok, yani eşek babasını tanımaz zannediyorsunuz.
İnsanlar anasını- babasını tanımaz.
Eşekler tanır.
Şimdi öyle eşekten beter insanlar var.
(Cübbeli'nin bu sözü isabetli olmuştur)
Bak eşek şeceresini (soy kütüğünü) saydı.
"Heşebe oğlu, Şihab oğlu, Yezid oğlu Ufeyr " diyor.
Sen dördüncü dedeni sayabiliyor musun?
Eee işte gör vaziyetini!
Resulullah (as) eşeğe soruyor.
"Lime künte" "Sen kimin eşeğiydin?"
Eşek aynen Arapça konuşuyor.
"Liyehüdiyyin" eşeğin fasih (açık-anlaşılır) Arapça lisanına bak.
"Benim sahibim bir yahudiydi" diyor.
Hayber yahudiydi.
"Ara sıra diyor kasden tökezlerdim onu düşürürdüm sırtımdan o yahudiyi"
diyor.
"Bana çok kötü davranıyordu, karnımı aç bırakıyordu, sırtıma sopa vuruyordu!
"Hel leke min rab" (Resulullah) "şimdi sahibin var mı? dedi.
(Eşek) "yok" dedi.
Eşek ne diyor bak!
"Babam bana babalarından, atalarından nakletti"
Hadis rivayeti gibi!"
"Neslimize(eşek) yetmiş peygamber bindi" "Muhammed adında bir peygamber son kalan Nebi binecek!"
"Peygamberlerden senden başka kalmadı, bizim neslimizen de benden başka kimse kalmadı!" dedi.
Resulullah (sav) "Ey Ya'fur" dedi.
"Sana "Ya'fur" ismini taktım!"
Eşek "lebbeyk ya Resulullah! "Buyur ey Allah'ın Resulü" dedi.
İşte ondan sonra kainatın efendisi Resulullah (as) ona binerdi.
Kimi çağıracağı zaman onu (eşeği) evine gönderirdi.
Eşek giderdi kafasıyla kapıya vururdu.
Hz Ömer açardı bakardı Ya'fur kapıda, eşek başını böyle aşağıya doğru eğerdi.
"Resulullah seni çağırıyor" derdi, hemen giderdi.
Bütün sahabeye efendimiz onu gönderirdi. "Osman'ı bana çağır, Ali'yi bana çağır"
Resullah vefat etti.
O merkeb (Ya'fur) Resulullah'ın acısına dayanamadı.
Üç gün sonra kendisini bir kuyuya attı intihar etti.
Vallahi merkep ayrılığına dayanamadı. Resulullah'ın bir devesi vardı vefat ettiğinde yemedi- içmedi intihar etti"
Benim Cübbeli ahmağına söyleyecek sözüm kalmadı, bittim tükendim.
Ona inanan, onu dinleyen, onu müdafaa eden, ona değer veren,
ona bir âlim gözüyle bakan, onun şirk sapıklığına ses çıkarmayan,
Allah Resulü'ne ve İslam dinine yaptığı hakaret ve iftiraları görmezden gelen sessiz şeytanları Allah kahretsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder