15 Eylül 2018 Cumartesi

KUR'AN'DA KIRAAT FARKLILIKLARI YÜZÜNDEN YAPISI VE MANASI DEĞİŞEN KELİMELER:
(29. YAZI)
ÖRNEK 195:
Bakara süresi
"Biz (azimüşşan) Kabe'yi insanların toplanma yeri ve güvenli bir yer kıldık.
Sizde İbrahim'in makamında bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın) diye emretmiştik,,,,, 125. âyetinde bulunan
 "vettehizu" "edinin, orada namaz kılın" kelimesini, Nâfi "vettehezu"  (insanlar kendilerinden geleneksel olarak ) edindiler" olarak okumuştur.
 Kıraat imamı Nafi'nin  bu âyette bulunan kelimeyi "emir" "vettehizu" olarak değil de, "vettehezu" "âdet,  gelenek" olarak okuması çok önemlidir.
 Çünkü Kabe'nin yedi sekiz  metre yakınında Osmanlı Devletinden
kalma ve Suudi Arabistan Kralları tarafından devam ettirilen  camdan  uydurma bir makamın dikilmesi ve insanların
 orada namaz kılmaya kalkışmaları yüzünden  izdiham olmakta, birçok sıkıntı,  kavga, kargaşa meydana gelmektedir.
 Mescid-i Haram'a televizyondan  bakıldığında her zaman camdan  uydurma makam tarafının kalabalık, diğer tarafların rahat ve sakin olduğu görülüyor.
 Hatta bu uydurma  makam putu  dolayısıyla Suudi Arabistan'ın Kur'an ve ilim düşmanı  düşman Kralı tarafından  Mescidi Haram'da açılan inşaatlar nedeniyle   Milyarlarca dolar israf  olmaktadır.
Halbuki o camdan makamın kaldırılıp atılması neticesinde  bir çok sıkıntı ve zahmetin önüne geçilmiş olacaktır.
Bundan dolayı bazen Arap dilinin özelliklerinden  dolayı Emevi Devleti zamanında  Kur'an'ın harekelenmesi sırasında, bazı kıraat İmamlarının Kur'an'ın  bağlam ve bütünlüğünü bilmemeleri  yüzünde metinde bir hata yapmış  olabilirler mi  çok düşünüyorum.
İleride bu konuda bazı örnekler vermeye çalışacağım.
 Halbuki âyet Nâfi kıraatine göre okunmuş olsaydı  bir çok olumsuzluktan  kurtulmuş olunacaktı.
Çünkü Nâfi'ye  göre mana  şöyle oluyor.
"Onlar da İbrahim'in makamında "vettehezu min makami İbrahim'e musallé" (âdet, gelenek olarak)  bir namaz yeri edindiler"
Yani burada "vettehizu min makami İbrahim'e musallé" "sizde İbrahim'in makamında bir namaz yeri edinin" diye Allah'ın bir emri bulunmuyor.
 Aynı zamanda âyette bulunan  "İbrahim'in makamı" Kabe'nin yanında olan camdan put değil,
Mescidi haramın her tarafıdır.
Bu makamdan maksat Hz. İbrahim'in tevhid mücadelesi ve şirke karşı kıyamıdır, örnekliğidir.  müşriklere karşı baş kaldırışıdır.
 Onun davasına sahip çıkın, onun tevhid anlayışı sizin için örnek olsun demek istenmiştir.
Dolayısıyla
"İbrahim'in makamı" camdan yapılmış bir "put" değil, tevhid mücadelesini ayakta tutmak ve tevhid akidesine destek olma anlamına gelmektedir.
 Aynı zamanda âyette söz konusu edilen  "İbrahim'in makamı" Mescid-i Haram'ın her tarafıdır.
  ÖRNEK 196  :  Bakara süresi
"İnsanların bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk ilahlar edinir de  onları Allah'ı sever gibi severler.
 İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise onlarınkinden çok daha fazladır. 
Keşke zalimler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve
Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu  önceden anlayabilselerdi
 "165. âyetinde  bulunan "velev yera" kelimesini, Nâfi "velev terâ"  "görebilseydin" olarak okumuştur.
Yani sen ey Resul!  "Onların ahiretteki azaplarını  bir görseydin" anlamına gelmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder