15 Eylül 2018 Cumartesi

KUR'AN'DAN YÜZ ÇEVİRMEK BÜTÜN   KÖTÜLÜKLERİN ANASIDIR :
Kral, komutana neden savaşı kaybettiklerini  sorar.
 Komutan, bunun yüz  tane nedeninin olduğunu söyleyince,  Kral, saymasını emreder.
  "Bir! der, barutumuz bitmişti"
Komutan "barutumuz  bitmişti" deyince, kral  "Gerisini saymana gerek kalmadı" demiş.
 Kıyamet koptuktan,
 insanlar cennet ve cehennemde yerlerini aldıktan sonra Allah, cehenneme girecek olanlara ilk soracağı şey şu olacaktır.
"Size ayetlerim okunurdu da,  siz onları yalanlardınız değil mi?
(Müminün, 101, 102, 103, 104, 105 )
 Bütün kötülüklerin anası nedir?
 Diye bana soracak olursanız.
Bütün kötülüklerin anasının Allah'ın rahmet ve hidayet mesajından yüz çevirmek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Çünkü Allah tarafından indirilen apaçık delillerin ve  hidayetin  üstünü örtmenin Kur'an'a göre cezası "lanet üstüne lanet" olduğunu görürsünüz.
 (Bakara- 159, 160 ,161, 162, 174, 175 ,176) Kuran'a ihanet ve  Kur'an'dan yüz çevirme bize  aklımızı,  ruhumuzu, inancımızı, ahlakımızı, kaybettirdi.
Kur'an'ın ilim ve ahlakından sapma olunca adalet, eşitlik ve özgürlük gibi değerlerin yerine anlamsız zikirler ve merasimler oturtuldu.
Kur'an'ın hikmeti olmayınca merhametsiz ve tembel bir ümmet olduk.
Halbuki Allah'ın âyetleriyle  her türlü kirlilikten  temizlenme imkanımız vardı.
 Kur'an'dan uzaklaşma ve ona sırt çevirmenin  en kahredici cezası,  Allah'ı hakkıyla takdir edememe ve onu hakkıyla tanımama belasını beraberinde getirmiştir.
Kur'an kaybedilince ümmetin yanında  batıl hak, hak batıl oldu.
Kur'an'a karşı kör olunca eşkıya evliya, Allah'ın dostları eşkiya sayıldı.
Kitaba ihanet edilince hak ve hakikatın yerini batıl ve zan işgal etti.
 Allah'ın yüzlerce âyetinde kendisini bize tanıttırdığı kitap olmayınca Allah'ı hakkıyla  takdir edemedik.
 Kur'an'ı inkar ve onu yalanlama hastalığı, Allah elçilerinin ne kadar değerli olduğunun bilincini ve şuurunu  kaybettirdi.
 Halbuki Kur'an'ın dörtte biri Allah elçilerinin inanç, ahlak, edep  ve hayat mücadelelerine  ayrılmıştı.
Allah tarafından indirilen kitap bilinmeyince Nuh, İbrahim, Musa,  İsa  ve Muhammed (Aleyhimusselam) ı gerçek anlamda tanımayı  kaybettik.
Bizim hayatımızda tevhid dininin atası olan İbrahim(as) var mı?
Bizim inancımızda Nuh (as) nerede duruyor?
Allah'ın çilekeş elçileri Musa  ve İsa (as) bizim ahlak ve aklımızda  yer alıyor mu?
Hani bizde Yusuf'un haya ve edebi?
Yakub ve Eyyüb'ün sabrının yüz binde biri bizde mevcut mu?
Allah'ın dostu,  muvahhidlerin önderi  İbrahim'in tevhid hassasiyeti nerde kaldı?
 İndirilen kitap olmayınca  bize enjekte edilen bütün bölücülük ve mezhepçilik  hastalıklarına  maruz kaldık.
Allah'ın âyetleri, bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaran  hidayet ve  rahmet, sırat-ı müstakim ve  apaçık deliller değil miydi?
Din ve hüküm, ahlak ve ibadet  olarak Kur'an'dan başka bir kaynağa ihtiyaç var mıydı?
 Allah'ın hidayet mesajı olmayınca bölündük,  parçalandık,  birbirimizi vahşice katlettik,  İslam düşmanlarına karşı çok kolay yutulur bir lokma olduk.
(Hac, 31)
 Allah'ın kitabı önümüzü  aydınlatan basiret nurları değil miydi?
(Casiye, 20)
Allah'ın ayetleri dünya ve ahiret için bize yeterli olan  her şeyi açıklamıyor muydu?
(Nahl, 89, Yusuf, 111)
Allah'ın ipi bizi bir arada tutan, karanlıklı  uçurumlardan ve cehennemden koruyan bir sığınak değil miydi?
(Âli İmran, 103)
Hani Allah'ın kitabından başka hiçbir kaynağa uyulmayacaktı?
(Âraf, 3; En'am, 153-155)
Din daha Allah Resulü hayatta iken Allah tarafından tamamlanmamış mıydı?
(Mâide, 3; En'am, 115)
Allah'ın sözünden ve âyetlerinden başka bir şeye iman küfür değil miydi?
(Casiye, 6)
Allah'ın elçileri vahiy'den başka bir şeye ne zaman tâbi oldular?
(En'am, 106;Yunus, 109; Ahkaf,9)
Ey Şia ve Ehli Sünnet dininin muhaddis ve müctehidleri!
Allah Resulü vahiy'den başka bir şeyle uyarı ve ikaz yaptığını  gösterebilir misiniz?
(Enbiya, 45; Kaf, 45; En'am, 51)
Ey Şia ve Ehli Sünnet'in Kur'an cahili âlimleri!
Hani Allah'ın indirdiği kitab rant ve menfaat aracı yapılmayacaktı.
(Âli İmran, 187, Bakara, 41)
Ey Şia ve Ehli Sünnet dininin muhaddis ve müctehidleri!
Biz Kur'an'ı tek kaynak olarak kabul eden muvahhidlere, Allah'ın kitabından ictihatlarınızda kullanmış olduğunuz  tek bir âyet gösterebilir misiniz?
Allah'ın indirdiği kitaba  sımsıkı sarılması, (Zuhruf, 43)  onun üzerinde tedebbür edilmesiyle ilgili Allah'ın  ne kadar  emirleri vardı?
(Nisa, 82; Sâd, 29)
 Allah kitabı  bizim için hayat ve şifa kaynağı olduğu, (Enfal, 24; Yunus, 57)
 Nebi ile Resul arasındaki olan farkları bize Kur'an öğretmedi  mi?
 Fakat sizler, Allah yerine yalancıları rabler edindiniz.
Bu ümmeti Allah'tan başka herkese kul ve köle ettiniz.
  Kur'an'ı terkederek,  Nebi adına iftira edilen  yalan sözleri tek rehber edindiniz.
Siz var ya, siz! Allah ve Resulü'ne iftira üzerine iftira ettiniz. Siz Allah ve Resulü adına yalan söylediniz.
Siz batılı hakka bulaştırdınız, bile bile hakkı gizlediniz.
 (Bakara, 42)
 Allah adına insanları aldattınız, ümmetin  inancını, ahlakını,  ruhunu,  irfanını,  vicdanını kirlettiniz.
 Kısaca ümmete  her türlü  güzelliğini  kaybettirdiniz. 
Ey Şia ve Ehli Sünnet dininin muhaddis ve müctehidleri!
  Ben iddia ediyorum, insanlık tarihinde Allah'ın indirdiği vahye  hiçbir toplum sizin kadar düşman olmadı.
Hiçbir millet sizin gibi  vahye böyle acı  darbeler  indirmedi.
Hiçbir zaman vahiy böyle yoğun bir ihanetle karşılaşmadı.
"De ki: Ben, sadece, vahiy ile sizi uyarıyorum. Fakat sağır olanlar ikaz edildikleri zaman bu çağrıyı duymazlar"
( Enbiya, 45)
"Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar"
( Furkan, 44)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder