KUR'AN'DA KIRAAT FARKLILIKLARI YÜZÜNDEN YAPISI VE MANASI DEĞİŞEN KELİMELER
(27. YAZI)
ÖRNEK 182
Mücadele suresi
"Ey iman edenler! Size meclislerde yer açın,,,," denildiği zaman, yer açın ki,,, 11. âyetinde bulunan "mecélisi" "meclislerde" kelimesini, Ebu Amir "Meclisi" "meclis" yani tekil olarak okumuştur.
ÖRNEK 183:
Mümtehine suresi
"Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler.
Çünkü Allah aranızı ayırır,,,, 3. âyetinde bulunan "yefsilu beyneküm"
(Allah) aranızı ayırır" kelimesini, Ebu Amir "yufsalu beyneküm" (Allah tarafından) aranız ayrılır" olarak okumuştur.
ÖRNEK 184:
Talak suresi
"iman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık ayetlerini okuyan bir Resul göndermiştir,,,,"11. âyetinde bulunan "éyétin mübeyyinétin" "apaçık âyetler" kelimesini,
Ebu Amir "éyétin mübeyyenétin" "açıklanmış ayetler" olarak okumuştur.
Yani "mübeyyinétin" kelimesinde bulunan "ye" harfini Ebu Amir "esre değil "fetha" "üstün" olarak okumuştur.
Hatta Ebu Amir Kur'an'da bulunan bütün "éyétin mübeyyinétin" "apaçık âyetler" kelimelerini "éyétin mübeyyenétin" "açıklanmış ayetler" olarak okumuştur.
Yani bu kıraate göre Allah ayetleri açıklanmış olarak indirmiştir.
ÖRNEK 185:
Ali İmran suresi
"Nice Nebiler vardı ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler,,,," 146. âyetinde bulunan "kâtelu" "savaştılar" kelimesini, Nâfi "kutilu" "öldürüldüler" olarak okumuştur.
Yani kıraat imamı Nâfi, Kaf'ı fethe ile değil, ötre ile okumuştur.
ÖRNEK 186:
Ali İmran suresi
"Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki,
Allah'ın mağfiret ve rahmeti onların topladıkları şeylerden daha hayırlıdır" 47. âyetinde bulunan
"yec'maun" "topladıkları" kelimesini, Nâfi "tec'meun" "topladığınız" olarak okumuştur.
Kıraat imamı Nafi, kelimenin başında bulunan "ye" harfini "te" ile okumuştur.
ÖRNEK 187:
Ali İmran suresi
",,,,Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler,,,,"
ve kâtelu ve kutilu" "çarpıştılar ve öldürüldüler" kelimelerini, Kisai, yerlerini değiştirerek, yani "ve kutilu ve kâtelu" olarak okumuştur.
Bu kıraate göre "bazıları öldürüldüler bazıları da gazi oldular" anlamına gelmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder