ŞİRK SAPIKLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI:
(18.YAZI )
MENZİL NAKŞİBENDİ TARİKATININ ŞİRK SAPIKLIĞI:
Semerkand tv'de etrafına şirk sapıklığı ile sarhoş olmuş bir kaç genci toplayan Kur'an cahili müşrik aynen şu ahmaklıkları anlatıyor.
"Sonra daha neler oldu.
Hayatından birkaç misal verelim.
Orada iki belde arasında bir zelzele oldu.
Halk telaşa düştü, korktular! zelzele hakikaten adamı korkutuyor.
O arz bildiğin sağlam toprak, binalar üzerine konulduğu, sağlam o toprak deniz dalgası gibi sallanıyor.
Bizde birkaç defa depreme, o Gölcük depremine İstanbul'da hissettik onu.
On katlı bina kayık gibi sallanıyor.
Toprak sanki sıvı deniz olmuş.
Halk korktu, telaş etti, sokağa çıktı.
Gavs'tan yardım istediler!
O da zelzeleye doğru hitap etti!
"Ey zelzele! dedi.
Sen Allah'ın bir mahlukusun! dedi.
Allah'tan seni sakinleştirmesini dilerim! dedi. Sakinleş! dedi.
Zelzele kendi lisan-ı haliyle (kendi özel diliyle) ona cevap verdi.
Dedi ki: Sana itaat olunmakla emrolundum! dedi.
Ve zelzele bitti.
Hadi bakalım şimdi kerameti- evliyayı inkar edenlere anlatacak bir hadise daha"
Hz. İbrahim (as) gibi bir Resul
"Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek"
"Saffat, 99)
Yine İbrahim (as)
"İnsanların dirilecekleri gün, beni mahcup etme"
(Şuara, 87) diyorsa,
Nuh (as)
"Bunun üzerine, Rabb'ine: Ben mağlup oldum, bana yardım et"
(Kamer, 10)
diyorsa, biz bu Kur'an cahili müşrik tağutlara ne diyelim?
Yani şimdi siz istediğiniz kadar, iyi niyet besleyerek,
"Ali hoca çok âlimdir, hafızdır, takva sahibi ve ihlaslı mübarek bir kişidir" deseniz.
Ben yarın hesap gününde Allah'ın huzurunda ne kadar alçak ve günahkar olduğumu bilmiyor muyum?
Yani yarın âhirette Allah rahmet ve mağfiretiyle bana acımaz ve ayıplarımı örtmezse rezil ve rüsvay olacağımı bilmiyor muyum ?
İsa (as) a "Allah" ve "Rab" olarak iman eden Hristiyanlara Kur'an şöyle seslenir.
"Meryem oğlu Mesih ancak bir resuldür.
Ondan önce de birçok Resuller gelip geçmiştir. Anası da çok doğru bir kadındır.
Her ikisi de yemek yerlerdi.
Bak onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl haktan yüz çeviriyorlar.
De ki: Allah'ı bırakıp da sizin için fayda ve zarara gücü yetmeyen şeylere mi kulluk ediyorsunuz? Hakkıyla işiten ve bilen yalnız Allah'tır"
(Mâide, 75, 76)
Yukarıdaki ayette bulunan "Her ikisi de yemek yerlerdi" cümlesi önemlidir. Yani yemeğe ihtiyaç hissedenden ilah ve Rab olur mu?
Yani şimdi bunların müşrik gavsları affedersiniz, özür diliyorum.
Tuvalete gittiği zaman ne yaptığını görmüyor mu?
Bile bile insanları aldatmak, ilahlık taslamak, kurtarıcı rab rolüne soyunmak nasıl bir alçaklıktır?
FETÖ'NÜN ŞİRK SAPIKLIĞI:
Vahiy ehli muvahhidleri "Kur'an sapığı" olarak lanse eden fetö lideri F Gülen, Kur'an cahili şakirtlerine yaptığı bir konuşmasında aynen şunları söyledi.
"Senelerce evvel birisi (aslında kendisini söylüyor)
Bazı şeyler arz edeceğim size, bana dedi ki, önemli bir zat, (kendisi)
Huzuru Risalet penahideydim (Allah Resulü'nün huzurunda) ümmeti Muhammed'in ve hususuyle Türk insanının derdiyle iki büklümdüm.
Bir inledim, bir inledim birde sonra murakabe yaptım.
Sonra ya Resulullah! dedim.
Halimiz ne olacak bizim?
Birdenbire Resulü Ekrem temessül buyurdu. (canlı olarak göründü) rüya değil, buyurdular ki, "Türkiye'nin meselesini falanlara (Fetö'ye) bıraktık biz"
Bakış bu, şimdi hakkınızda Nebi'nin hüsnü zannı bu.
Hâşâ o doğru söyler, doğru görür.
Bilmem bu hüsnü zannı nereye koymayı düşünürsünüz?
Bence Ramazanlar'da öpüp başınıza koyduğunuz lihye'i şerifelerden (güya Allah Resulü'nün sakalından) çok mukaddestir. Bırakın onu da,
bunu öpün, başınıza koyun ve kemerbeste'i ubudiyet içinde bu işe(Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin işgal edilmesine) sahip çıkın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder