6 Temmuz 2021 Salı
ŞİRK SAPKINLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI:(2.YAZI)Bütün inançları ve dinleri birbirinden ayıran tek şey tevhid, onları birbirine eşitleyen tek şey ise şirk'tir.Yani bir dinde tevhid sistemi hakim değilse, adı ne olursa olsun o din artık şirk olacaktır. ASHAB-I KEHF KAVMİNİN ŞİRK SAPKINLIĞI:"Şu bizim kavmimiz Allah'tan başka İLAHLAR edindiler.Bari bu İLÂHLAR konusunda açık bir delil getirseler. (Ne mümkün! ) Öyle ise Allah hakkında yalan uydurandan daha zalim kim vardır?"(Kehf-15)İnsanlık tarihinde Allah elçilerinin kavimleri istisnasız hepsi İLAHLARA ve EVLİYAYA kulluk ediyorlardı.MEKKE MÜŞRİKLERİNİN ŞİRK SAPKINLIĞI:Aslında Mekke müşriklerinin yüce Allah'a çok kuvvetli bir imanları mevcuttu.Fakat dünyanın ve insanların üzerindeki tasarrufa Allah'ın izniyle ilahlarının ve evliyanın yetkili olduklarına inanıyorlardı. "Şayet İLÂHLARIMIZA iman etmekte sabır göstermeseydik, gerçekten (bu resul) bizi neredeyse İLAHLARAMIZDAN saptıracaktı" diyorlar. Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler" (Furkan-42)"Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar ve kafirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! İLAHLARI tek ilah mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler"(Sad- 4, 5) EHLİ SÜNNET VE ŞİA ÂLİMLERİNİN CEHALET ve SAPKINLIKLARI:Şia ve Ehli Sünnet âlimleri Nebi ile Resul'ün arasında bulunan farkları bilmediklerinden dolayı âyetlerde geçen "Allah'a itaatten" kastedilen emrin "Kur'an'ın emirlerine tâbi olmak" "Resul'e itaatten" kasdedilen emrin ise "hadislere!!! yani Kur'an'dan ayırdıkları, Allah'ın kitabından bağımsız olarak uydurdukları hayali Resul'e "tâbi olmak" olarak kabul etmişlerdir. Onlara göre "Allah'a itaatten" kastedilen Allah'ın gönderdiği kitab-a yani Kur'an'a, Kur'an'ın emir ve yasaklarına itaattir."Resul'üne itaat" ise sağlığında bizzat kendisine, onun emir ve talimatlarına, vefatından sonra da "sünnetine (hadislerine) itaat etme" anlamındadır.Yani Allah Resulü'nün hüküm ve kararlarına boyun eğmek, sağlığında kendisinin çeşitli konularda verdiği hüküm ve kararlara itaat etmek,vefatından sonra ise benzer konular karşısında Allah Resulü'nün ortaya koyduğu çözümleri esas almak anlamına gelir.Sünnete uymak, sağlığında bizzat O'nun kendisine itaat ve boyun eğmekle olduğu halde, bugün içinsünnete uymak, sünneti bize aktaran hadisler aracılığıyla gelen "Allah Resulü'nün mesajını" anlamakla mümkündür.Gerek Allah'a itaat ile Resulüne itaatin yan yana zikredildiği ayetler gerekse sadece Resul'e itaatten, O'nun hüküm ve kararlarına boyun eğmenin gerekliliğinden bahseden âyetler bugüne kadar birçok İslam alimi tarafından hep bu şekilde anlaşılmıştır.Ve sünnetin (hadislerin) İslam'da delil oluşu bu tür bir yaklaşımla temellendirilmeye çalışılmıştır.(Hadis ve Sünnet anlayışımız- Prof. Dr. Kadir Gürler. S. 43)Şia ile ilgili, onların inanç ve fikirleri hakkında daha önce bir çok yazı kaleme aldığımız için burada onlar hakkında bir şey yazmıyoruz.Ancak Şia'nın Kur'an'dan ne kadar uzak olduğunu anlamak İsteyen arkadaşlara "İmamet konusunu, mehdinin zuhurunu ve Ğadir Hum" meselesini araştırmalarını öneriyorum.Hanbeli Mezhebinin imam-ı Ahmet Bin Hanbel ile Malik-i Mezhebinin imam-ı Malik Bin Enes son derece Kur'an cahili kimselerdi.Eğer Kuran cahili olmasalardı, Kur'an'ı yeterli görüp, Kur'an'ın yanında ikinci bir kaynak edinme yollarını aramaz, Nebi (a.s) adına iftira edilen absürt rivayetlerin peşine düşmezlerdi. Malik Bin Enes ve Ahmet Bin Hanbel, Nebi ile Resul arasında bulunan farkları bilmediklerinden dolayı, aynen Ebu Yusuf, imam-ı Muhammed ve Muhammed Bin İdris gibi mezheplerini tamamen yalan ve uydurma rivayetler üzerine bina etmişlerdir.Hatta Ehl-i Sünnet'in bazı âlimleri ana hadis kitaplarının (Kütüb-ü Sitte) ve Malik Bin Enes'in Muvatta'sı olmak üzere yedi tane olduğunu kabul ederler.Ahmed bin Hanbel'in birçok eseri vardır. Fakat en meşhur olan eseri Müsned'dir. Bu hadis kitabında kırk bin Müsned hadis vardır.Bunlardan on bini mükerrerdir. Bu Kur'an cahillinin binlerce hadis ezberlediği söylenmektedir.Size şunu açık yüreklilikle söylüyorum. İyi ki hadis tarihi, hadis ilmi ve muhaddislerin hayatları hakkında geniş bir bilgiye sahip değilsiniz. Allah'a yemin ediyorum. Kur'an'ı bilen için dünyada en büyük ızdırap ve kahredici olay, muhaddislerin ve mezhep imamlarının ne kadar Kur'an cahili olduklarını bilmesidir.Halbuki aşağı yukarı 1300 yıldan beri milyonlarca insan bunların gerçekten âlim olduklarını zannederek Allah'ın emir ve hükmünden daha fazla bu cahillerin tamamen şirk olan hükümlerine tâbi olmuştur. Eğer Şia ve Ehli Sünnet'in kaynaklarını bilmiş olsaydınız, Kur'an'ın hikmet ve ahlakının, ilim ve mantığının yanında bu hurafecilerin ne kadar Kur'an cahili olduklarını anlardınız. Adem (a.s) dan kıyamet gününe kadar hiçbir zaman böyle vahiy düşmanlığı, böyle cehalet ve akılsızlık, Allah'ın âyetlerine karşı böyle düşüncesizlik ve ihanet, Allah'a ve Resulü'ne böyle yalan ve iftira atılmamıştır.Binlerce insan hayatını bir hiç uğruna, hurafe, şirk ve yalan haberler toplama adına israf etmiştir.Hem de Allah ve Resulü'ne iftira üzerine bir din kurmak için ömürlerini şeytanın yolunda tüketmişlerdir.Mesela:Şia ve Ehli Sünnet'in muhaddis ve alimleri boğazlarına kadar şirk sapıklığına batmamış olsalardı, kitaplarında şirk ile alakalı bir bölüm olurdu.Adamlar o kadar Kur'an'dan uzak bir mesafeye savrulmuşlar ki, hiçbir zaman şirk ve tevhid diye bir dertleri olmamıştır.Halbuki insan demek, akıl, araştırma, fikir ve bilgi demektir. Aklı kullanma, araştırma, tefekkür ve bilgi yoksa insan da yok demektir.Koca koca adamlar yüzlerce âyette dile getirilen, "Dinin Allah tarafından tamamlandığını..."(Mâide-3)"Allah Resulü'nün sadece vahyi tebliğ etmekle yükümlü olduğunu..." (Mâide-99)"Allah Resulü'nün vahye tâbi olmakla emrolunduğunu..."(Yunus-109) "Sadece Kur'an ile uyarı vazifesini yaptığını, (En'am-51; Kaf- 45; Enbiya- 45) "Dinin Allah'a özgü kılınması gerektiğini..."(Zümer- 2, 3, 11, 12) "İnsanların sadece indirilen vahiy'den yani Kur'an'dan sorumlu olduklarını..." (Zuhruf-43, 44) "Din ve hüküm olarak Kur'an'dan başka hiçbir kaynağın olamayacağını..." (Casiye-6; Ankebut- 50, 51)anlayamamışlardır.Emevi Abbasi Ehli Sünnet dininin en büyük Kur'an cahillerinden biri Muhammed Bin İdris (İmamı Şafii) dir.Muhammed Bin İdris "Allah Resulü'nden rivayet edilen bir hadisi duyduğum zaman aklımı hemen devre dışı bırakırım" diyecek kadar cahil bir adamdır.İmamı Şafii, "...Allah sana kitabı ve hikmeti indirdi..." Nisa-113. âyetinde bulunan "kitap"tan maksadın "Kur'an""hikmet"ten maksadın ise "sünnet"in yani hadislerin olduğunu söyleyerek bağlılarına korkunç bir cehalet ve şirk'i miras olarak bırakmıştır.Halbuki Kur'an âyetlerinde geçen"kitap"tan maksat "vahiy" yani "Kur'an" "hikmet"tenmaksat ise "Kur'an'ın bağlam ve bütünlüğü, kendi içinde bulunan çözümü ve kendi içindeki ilmi yani sistemidir.Bu gerçeği Bakara 231. âyette geçen "...Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, size "onunla öğüt vermek" üzere indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın..." cümlesi açık olarak gösteriyor. Yukarıdaki âyette aynen "Allah ve Resulü'ne itaat" gibi bir sistem kurularak "kitap" ve "hikmet" denildiği halde "yeizüküm bihi" "onunla öğüt veriyor" buyrulması muhteşem bir sistem ve bir kombinasyonu göstermektedir.Yani "kitap" ve "hikmet" iki ayrı şey değildir."Kitap"ve "hikmet" aynı şeydir. Ama hakikate karşı beynini ve zihnini kapatan Kur'an cahili Muhammed Bin İdris bunu nereden bilsin?Aynı şekilde "Essünnet'ü kâdiyetün alel kitéb""Sünnet Kur'an'a egemendir" diyen Ehl-i Sünnet âlimi Evzai" de büyük bir cehalete ve açık bir küfre kapı aralamıştır.EHL-İ SÜNNET MUHADDİSLERİNİN CEHALET VE SAPKINLIKLARI : Ehli Sünnet ve Şia'nın muhaddisleri Kur'an'a aykırı, aklın ve güzel ahlakın kabul etmeyeceği birçok yalan haber toplayıp, Allah Resulü'ne İsnat ederek büyük iftiralara ve ihanete imza attılar. BUNLARIN BAZILARI ŞÖYLEDİR:"Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur"( Buhari- Ahmet Bin Hanbel)"Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama (recm) cezasını uyguluyorlardı. Onlara bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim"( Buhari) Bu yalanı Allah Resulü'nün ağzından uyduran ahmak cahiller akıllarınca şunu demek istemişlerdir "recm cezasını uygulamayan Müslümanlar maymunlardan daha aşağı bir seviyeye sahiptirler)"Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın"( Buhari)"liderler mutlaka Kureyş kabilesinden seçilmelidir"( Buhari)"Tüm Kara köpekleri öldürünüz, çünkü onlar şeytandır"( Ahmet Bin Hanbel)"Karga fasıktır"( Buhari- Ahmet Bin Hanbel)"Allah ahirette elçilere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir"(Buhari) "Allah Resulü Medine'de bir Yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez bir durumda ortalıkta deliler gibi dolaştı"( Buhari- Ahmet Bin Hanbel)"Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz; çünkü şeytan sol eliyle yer içer"( Ahmet Bin Hanbel)"Melekler, içerisinde köpek veya resim bulunan eve girmezler"( Buhari)"Ahzab suresi mushafa eksik yazılmıştır"( Ahmet Bin Hanbel- Suyuti)"Beyyine süresi mushafa eksik yazılmıştır"(Tirmizi)"Felak ve Nas sureleri aslında birer Kur'an suresi değildir"( Ahmet Bin Hanbel-Taberani- Bezzar )"Allah Resulü'nün dokuz zevcesi olduğu halde, tek bir gecede hepsi ile cinsel ilişkiye girerdi"(Buhari) "Kim faiz yerse sanki annesiyle Kabe'de zina etmiş gibi olur""Yılan, karga ve akrep fasıktır"(İbni Mace) "Bulaşıcı bir hastalık yoktur" (Buhari- Müslim- Tirmizi- Ebu Davut-Haysemi) "Etin kokuşmasının sebebi İsrailoğullarıdır" (Buhari- Müslim)"Kişi sabahleyin yedi acve hurması yerse, ardından kilolarca zehir içse bile ölmez"( Buhari- Müslim- Ebu Davut )Ehl-i Sünnet ve Şia'nın muhaddisleri daha bu uydurma ve absürt hurafeler gibi binlerce yalanı Allah Resulü'ne isnat ederek ne kadar Kur'an cahili olduklarını göstermişlerdir.İşin ilginç yönü ise mezhep imamlarının ve müctehidlerin bu yalan ve iftiralar üzerine dini bina etmiş olmalarıdır. Dolayısıyla Şia ve Ehli Sünnet dininin muhaddis ve müctehidleri hep yalan, iftira, hurafe ve akılsızlıktan beslenmişlerdir.Kur'an'a gitmek, ondan faydalanmak hiçbir zaman akıllarına gelmemiştir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder