4 Temmuz 2021 Pazar
NEBİ VE RESÜL YERİNE PEYGAMBER KELİMESİNİ KULLANMANIN SAKINCALARIMuhammed (a.s) ın kimliği, Nübüvvet makam ve mertebesi, Risâlet misyonu anlaşılmadan din hiçbir zaman anlaşılmayacaktır.Muhammed: Doğumundan kendisine vahiy indirilinceye kadar, kitap nedir, iman nedir bilmeyen, Ebu Zer, Ammar ve Ali gibi sıradan bir Mekke vatandaşıdır.(Şura-52; Fussilet-6; Kehf-110)Nebi-Nübüvvet: Kendisine vahiy indirilmeye başlandıktan sonra vefat edinceye kadar gece-gündüz, yirmi dört saat, her an, bütün özel hallerinde ve sosyal hayatında Nübüvvet makam ve mertebesine sahiptir.Nübüvvet makam ve mertebesi ondan asla ayrılmaz, her an onunla beraberdir.Hatta âhirette bile Nübüvvet makam ve mertebesi devam eder.(Nisa-69)Resül-Risâlet: Yüce Allah tarafından indirilen vahyin insanlara okunduğu yani tebliğ edildiği andır, misyondur.Beşer Resül olan Muhammed (a.s) vefat ettikten sonra risâlet, vahiy yani kitap yani Kur'an olarak devam etmektedir.(Nisa-100; Furkan-27; Ahzab-66)Nübüvvet tarihsel olduğu için "Nebi'nin sesi..." (Ahzab-2) Nebi'nin Evleri..." (Ahzab-53) Nebi'nin hanımları..." (Ahzab-6, 28, 30, 32) deyimleri âyetlerde yer alırken, Resül için asla böyle bir şey kullanılmaz. Nebi ve Resül anlaşılmadan Kur'an tam olarak anlaşılamayacağı için Allah'ın isim ve sıfatları da anlaşılmayacaktır.Dolayısıyla yüce Allah'da hakkıyla takdir edilmeyecektir.Nebi ve Resul anlaşılmadan Kur'an'da yüzlerce âyette geçen "itaat, isyan, hakem, küfür, ittiba, tekzib (yalanlama), tasdik, tebliğ, hak, kerim, Aziz, Nur, üsve-i hasene (en güzel örnek) sırat-ı müstekim, hidayet, ihlas, emanet, hiyanet, mübin, nur, helal ve haram kılma, tasrif, tafsil, tebyin, tefsir gibi kavramlar da anlaşılmayacaktır.Nebi'ye, "Kur'an'a ittiba edilmesi" emredilirken, (Ahzab- 1,2) Resül'e "Kur'an'ın tebliğ edilmesi" emredilmiştir.(Mâide-67; 99; Nahl-35)Nebi gönderilmeden değil, Resül gönderilmeden azab edilmez.(İsra15; Kasas-59; Tâha-134)İşte bütün bu etkenlerden sonra Kur'an'da bulunan Nebi ve Resul kelimelerinin yerine hiç bir zaman "peygamber" kelimesini kullanmamak gerekir.Çünkü Nebi ile Resul ibareleri birbirinden farklı anlamları bulunan ve değişik bir sisteme bağlı olan kelimelerdir."Peygamber" kelimesi bu sistemi dağıtmakta ve tanınmaz hale getirmektedir.Ben şahsen Kur'an'ı anlatan birisinin bu bağlam ve bütünlüğü korumadığını, bu sistemin önemini kavramadığını ve bu sisteme bağlı kalmadığına şahit olduğum zaman onu dinlemeyi abes olarak görüyorum.Resul ile Nebi'nin arasında bulunan farkları bilmeyen Kur'an'ın manasını, sistemini, bağlam ve bütünlüğünü, amacını anlayamaz.Mesela:Nebi'nin sözleri koruma altına alınmadığından Nebi'ye itaat etmek mutlak değildir.Ama görevi sadece vahyi tebliğ etmek olan Resül'e itaat müminler üzerine bir görevdir.Resülü yalanlama, vahyi yalanlama, dolayısıyla vahyi gönderen Allah'ı yalanlama sayılır.Vahye itaat eden Allah Resulü'ne itaat etmiş olur.Resüle itaat etmek için, Resul ile aynı zaman ve zeminde yaşamaya gerek yoktur.Kitab-a ve vahye iman eden aynı zamanda Resul'e iman ve itaat etmiş olur.Çünkü Resul ile vahiy aynı şeydir, her ikisi vahyin kaynağı olan Allah'ı temsil ederler.Onun için Kur'an'da Allah bir çok yerde "Kitab-ı yalanladılar, âyetlerimizi yalan saydılar, Resulümüzü yalanladılar, Resüllerime karşı geldiler, âyetlerimi ve Resüllerimi yalanladılar" buyurmaktadır."Resul, vahiy, Allah'ın âyetleri, Allah'ın kitabı, hidayet, sırat-ı müstakim" gibi kavramlar tamamen Allah'ı temsil ederler.Resul yanılmaz, hata etmez, onda vahye karşı ihanet olmaz, ona itaat ile Kitab-a ve Allah'a itaat etme arasında hiçbir fark yoktur.Resul sadece Allah'ın kitabını ve âyetlerini okuyan, duyuran ve tebliğ eden kişidir yani dini yönden resmi bir misyona sahiptir.Halbuki Nebi'nin Allah'a karşı (insanlara karşı değil) hatalarını ve yanılgılarını anlatan bir çok ayet vardır.Bu konunun üzerinde neden çok fazla duruyorum?Bu konuyu anlamayan Kur'an'ı anlamaz, Elçinin misyonunu kavrayamaz,Nebi'nin kim olduğunu bilemez, uydurma dinin ve rivayetlerin Nebi ile hiçbir bağlantısının olmadığını ve ona yapılmış iftira olduklarını idrak edemez.Bu sefer ümmet uydurma dinin rivayetlerini Nebi'nin dilinden çıkmış gibi Kur'an'ın önüne geçirip hurafe ve yalanların bataklığında boğulup gidecektir.Dolayısıyla bizi bağlayan ve sorumlu olduğumuz tek kaynak Allah Resulü'nün dilinde hayat bulan vahiy'dir, kitaptır, Allah'ın mesajı Kur'an'ı Mübin'dir."O (Resul) kendi HEVASINDAN konuşmaz (nutuk atmaz) onun bildirdikleri kendisine vahyedilenden başka bir şey değildir"(Necm-2,3) ayetleri bu gerçeği ortaya koymaktadır.Allah rızası için, lütfen "peygamber" kelimesini kullanmayalım.Onu yerine "Allah'ın Resulü, Resülüllah ( Aleyhisselam) Nebi ( Aleyhisselam)Muhammed ( Aleyhisselam) son vahyin sahibi, nebilerin sonuncusu kelimelerini kullanalım.Biliyorum biraz zor olacak ama ataların dinine muhalefet ederek muhteşem bir yol ve Kur'ani bir sünnet bırakabiliriz.Bence bu az bir şey değildir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder