MEDİNE FİTNE VE GIYBETTE SANKİ KAYNAYAN BİR KAZAN:
Ben şuna hayret ediyorum.
Allah Resulü Muhammed (Aleyhisselam) gibi yüce bir ahlak ve edebe sahip bir rahmet ve hidayet ile Mekke'de on üç yıl, Medine'de on yıl beraber yaşayan arkadaşları onun oturuşundan kalkışına, gülüşünden konuşmasına kadar nasıl müsbet bir etki altında kalmazlar.
Bence kendi döneminde yaşayan insanlar için Allah Resulü'nün ahlakı ve örnekliği Kur'an'dan daha öte bir şeydir.
Çünkü Allah Resulü Kur'an'ı hayatıyla yaşayarak, canlı olarak ortaya koyuyordu.
Yâni Allah Resulü'nün mükemmel ahlakı sahabeleri etkilemeli değil miydi? Allah tarafından
neden bu kadar uyarı ve ikaz edilmişlerdir?
MESELA: "Ey iman edenler!
"Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar kendilerinden daha İyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar.
Belki onlar kendilerinden daha İyidirler.
Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.
İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir.
Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir"(Hucurat, 11)
(Kur'an, Allah Resulü'nün arkadaşlarından Medine'de ve bütün zaman ve zeminlerde Mü'minler'den Erkeklerin ve kadınların birbirleriyle alay etmemeleri, birbirlerini ayıplamamaları ve kötü lakap takmamaları istemekte, bunları yapmanın yoldan çıkma anlamına gelen fâsıklık olduğunu hatırlatmaktadır
MESELA: " Ey iman edenler!
Zannın çoğundan kaçının.
Çünkü zannın bir kısmı günahtır.
Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin.
Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?
İşte bundan tiksindiniz.
" O halde Allah'tan korkun.
Şüphesiz Allah tevbeyi çok kabul edendir çok merhamet edendir "(Hucurat, 12)
(Allah ( cc) Resulullah'ın arkadaşlarından zandan kaçınmaları, kusur araştırıp ayıpları deşmemeleri ve gıybet etmemelerini istemiştir)
ÜSTÜNLÜK SAHABE OLMADA VE MEDİNE'DE YAŞAMAKTA DEĞİLDİR.
" Ey insanlar!
Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık.
Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, o'ndan en çok korkanınızdır.(Emirlerini yerine getireninizdir)
Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır"(Hucurat, 13)
" Bedeviler "İnandık " dediler.
De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun eğdik" deyin.
Henüz iman kalplerinize yerleşmedi.
Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şey eksiltmez.
Çünkü Allah çok bağışlayan, merhamet edendir"(Hucurat, 14)
GERÇEK MÜ'MİN KİMDİR?
" Müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenlerdir. İşte doğrular ancak bunlardır"(Hucurat, 15) ALLAH'A DİN ÖĞRETMEK: SAHABELER BUNU DA YAPTI:
"De ki:
Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah herşeyi hakkıyla bilendir"
(Hucurat, 16)
KORKUNÇ BİR AHLAK, SAHABELER ALLAH RESULÜ'NE MİNNET EDİYORLAR
"Onlar İslam'a girdikleri için sana minnet mi ediyorlar?
De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın.
Eğer doğru kimseler iseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği için asıl Allah size lütufta bulunmuştur"(Hucurat, 17)
"Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gizliliklerini bilir. Allah yaptıklarınızı görendir"(Hucurat, 18)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder