16 Kasım 2016 Çarşamba

ALLAH RESULÜ'NÜN HANIMLARI VE  ARKADAŞLARI (ASHAB) RESÜLÜLLAH'I FENA ŞEKİLDE ÜZÜYORLAR:
Allah ( cc) Şöyle buyuruyor.
" Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağırılmadıkça,  zamanını  gözetmeksizin,  Nebi'nin evlerine girmeyin.
Ancak davet edildiğiniz vakit girin.
 Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın.
 Çünkü bu hareketiniz  Nebi' yi üzmekte,fakat o size bunu söylemekten utanmaktadır.
 Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Nebi'nin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin.
Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır.
 Sizin Allah'ın Resulünü üzmeniz  ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikahlamanız  asla caiz olamaz.
 Çünkü bu, Allah katında büyük bir Günahtır"(Ahzab, 53)
( Bu ayet, Allah Resulü'nün evine yemekten önce gelen, yemek hazır oluncaya kadar bekleyen, yemekten sonra da kalkıp  gitmeyenler hakkında nazil olmuştur.
 Ayeti kerime, Müslümanların Resulullah'a ve hane'i saadete  karşı nasıl davranacaklarını,  birbirlerine karşı nasıl muamele edeceklerini bildirmektedir.
 Buna göre bir kimsenin başkasını rahatsız etmemesi, evinde huzur ve istirahatını bozmaması, davet edildiğinde bildirilen  zamandan önce gitmemesi, yemekten sonra fazla oturmaması  gerekmektedir)
" Bir şeyi açığa vursanız da,gizleseniz de şüphe yok ki Allah her şey gayet iyi bilmektedir"(Ahzab, 54)
Ey Nebi!
 "Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü (refahını) İstiyorsanız, gelin size boşama bedellerinizi  vereyim de sizi güzellikle salıvereyim"(Ahzab, 28)
( Ayetin  nazil olduğu sıralarda, artık Allah resulü aşağı yukarı bütün Arabistan'a hakim durumda idi.
 içtimai hayatta büyük  değişiklikler meydana gelmişti.
 Artık fakirlik yerine,  refah ortalığı kaplamaktaydı.
 Bu şartlar altında Allah Resulü'nün hanımları da,  umumi refahtan pay  almayı  arzulayarak  Resulallah'tan bazi ziynet eşyaları ve daha iyi bir geçim istemişlerdi.
 İşte bu sırada gelen vahiy, Allah Resulü'ne yine eskisi gibi, sadelikten ayrılmamasını  emretti Böyle bir vahiy, dünya hayatına düşkün, her geçen gün gücüne güç, servetine servet katmak için çırpınan maddeperest  bir insan tarafından tebliğ edilmiş olamazdı.
 Şayet Rasulullah,zevcelerine de bu umumi refahı sağlamış olsaydı, en küçük bir itirazla karşılaşmazdı.
 Ne var ki  Allah Resulü, yaşantısını ve yaşantısının  sadeliğini  asla değiştirmeyecekti. Cemiyetin yaşantısında ne kadar değişiklik  olursa olsu, dünyanın geçici zinetleri  Resulullah'ın evinde yer almayacak,  Nübüvvet harimi dünya âlâyişinden  uzak kalacak,  iktidar  sahiplerine örnek olacaktı)(Diyanet vakfının meali, Ahzab süresi 28. Ayetin dipnot)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder