24 Mart 2020 Salı

NEBİ TARİHSELLİĞİ, RESUL EVRENSELLİĞİ TEMSİL EDER
(6.YAZI)
Kur'an'a baktığımızda "Resûl" kavramının kullanıldığı yerlerde evrensel  bir dâvetin  olduğunu ve geniş bir misyonun bulunduğunu  görüyoruz.
"Nebi" kavramının kullanıldığı yerlerde ne kadar Medine'nin dar alanı,  Nebi'nin ve çağdaşı olan  müminlerin dini ve özel hayatları varsa,  "Resul" kelimesinin kullanıldığı yerlerde bir genişlik,  evrensellik, tüm insanlık ve  bütün bir dünya  mevcuttur.
Bunun en büyük sebebi Nübüvvet makamının  Medine'de son bulduğu ve orada kaldığı ile ilgilidir.
Yani artık Nebi'nin hanımlarıyla evlenilmesinden, evlerine girilmesinden, rahatsız edilmesinden söz edilemez.
Fakat risâlet İki anlamda kiyamet gününe kadar  devam etmektedir.
1-) Kitap Resul: Kıyamet gününe kadar kendisine itaat ve ittiba edenleri, ona bağlı olanları ve ona hicret edenleri aydınlatmaya devam edecektir.
 İşte bundan dolayı "Resul" bağlamında kullanılan birçok evrensel kavram ve geniş görevler "Nebi" bağlamında değil,  "Resul" bağlamında kullanılmıştır.
2-) Kimlikleri belli olmadan sadece Kur'an okuyan ve yalnız vahye davet eden İsimsiz Resuller:
(Zümer-71; Âraf-35; Nisa 165)
 Mesela Bakara 89. âyetin ilk cümlesi  ile 101 âyetin ilk cümlesi aynı olmakla beraber sadece üçüncü kelime değişmiştir.
 89. âyetin üçüncü kelimesi "kitabün" "kitap" iken,  101. âyetin üçüncü kelimesi "resulün" "Resul" olarak yer almaktadır.
Kur'an'da var olan bu kurulu sistem, vahiy yani kitab ile Resul'ün aynı misyona sahip  olduklarını göstermektedir.
Kiitap yani vahiy ile Resul evrensel bir değere sahiptirler.
Dolayısıyla onları anlatan kavramlarda  evrenseldir.
 Aslında bazı şeyleri birbirine karıştırmamak gerekir.
 Biz "Nebi" kavramının geçtiği âyetlerin tarihsel olduğunu söylediğimizde hiçbir zaman  onların gereksiz olduklarını iddia etmiyoruz. 
Sadece onları din ve hüküm olarak almanın mümkün olmadığını, onların ders ve ibret olduğunu söylüyoruz.
Zaten Kur'an'da var olan kıssalardan yaşadığımız hayata dair hüküm çıkarmak mümkün değildir.
 Yani Kur'an'da çok geniş olarak anlatılan bu kıssaların en büyük sebebi, 
Mekke'de binbir zorluk içinde görev yapan Allah Resulü'ne ve iman edenlere sabır tavsiye etme ve güven vermeye  yönelik moral depolama olarak inmişlerdir.
"Andolsun onların (geçmiş Nebi'lerin ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır.
Bu Kur'an uydurabilecek bir hadis değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan bir kitaptır iman eden bir toplum için rahmet ve hidayettir"
 ( Yusuf- 111)
 Dolayısıyla Kur'an,  Yusuf (a.s)  rüyası, çocukluğu, gençliği, kuyuya atılması, oradan çıkarılması, para karşılığında satılması, İsa (a.s) ın bebeklik hali, beşikte konuşması, Musa( a.s) çocukluğu, ücretle çalıştırılması gibi yüzlerce olayı ders ve ibret verme amacına yönelik olarak anlatmıştır.
 Yani şunu demek istiyorum.
 "Bütün bu anlatılanlar (Hâşâ) gereksizdir, Allah  bunları boşuna anlatmış, artık bugün onlardan ders alınmaz bu kasaların bir faydası yoktur" olarak anlaşılmaması gerekiyor.
Yüce Allah Kur'an'da bir şey anlatmışsa kiyamet gününe kadar kadar ondan ders ve ibret çıkarılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder