ŞİRK SAPIKLIĞI KENDİLERİNE ATALARINDAN MİRAS KALDI :
(25. YAZI)
Yüce Allah Kur'an'da müşrik sapıkları deşifre etmeseydi, bu yalancı müşriklerin adlarını vererek bizde deşifre etmeye belki hakkımız olmazdı.
Fakat Kur'an'da bulunan iki âyet her zaman dikkatimi çekmiştir.
Bu iki âyet ad vererek, açık ve net bir şekilde Firavun'un şirk sapıklığını deşifre ediyor.
"Firavun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka ilah tanımıyorum,,,," dedi"
(Kasas, 38)
"Firavun derhal adamlarını topladı ve onlara seslendi. Ben sizin en yüce rabbinizim! dedi"
(Naziat, 23, 24)
Aslında Allah kiyamet gününe kadar etkisi ve yetkisi sürecek olan son vahiy'de Firavun'un bu hezeyanlarına hiç yer vermeyebilirdi.
Fakat yüce Allah gelecek olan müşriklerin deşifre edilmesi ile ilgili bize bir ipucu ve örnek bırakmayı murad etti.
İşte bu yüzden biz Kur'an ehli muvahhidler olarak yazılarımızda tevhid akidesinin önemi, Kur'an İslam'ının ve vahyin evrensel ahlakının yüksek kalitesini,
mezheplerin uydurma ve şirk sapıklıklarını ortaya koymaya çalışıyoruz.
CÜBBELİ AHMED'İN ŞİRK SAPIKLIĞI:
Cübbeli Ahmed'i Lâlegül tv'de seyrediyorum aynı Firavun gibi yüzlerce adamının karşısında şu sapıklıkları anlatıyor.
"Muhammed İbni Nasr es sâiğ diyor ki,
Benim babam devamlı cenaze namazlarına giderdi.
Sevabını almak için, Müslümanın cenazesine giden bir kırat Uhud dağı kadar sevap alır. Devamlı cenazelere gider.
Bir kere dedi ki : "Oğlum bende öleceğim, gideceğim" dedi.
"Sana dedi çok ilginç bir şey, Allah'ın âyetlerinden, kerametlerinden bir şey gördüm, bu da benimle gitmesin, ümmete vaaz olsun" dedi.
"Sana anlatıyorum"
"Bir gün bir cenazede bulundum, cenazeyi defnettiler.
İşte kabre indirmek için falan, iki kişi indi, sonra birisi çıktı öbürü kaldı.
Millet de başladılar toprakları atmağa, o zaman sünnet olan kabirleri derin kazmaktı.
Üstüne toprakları atarken ben de müdahale ettim, dedim,
"Ey millet! Ölü ile bir de diriyi gömüyorsunuz, adam kaldı içerde, hemen kafasına toprakları saçmayın" dedim.
Dediler "burada kimse yok, kabrin içine girdiler, burada kimse yok"
Allah Allah "le'ellehu şübbihe li" dedim.
Hayal mi gördüm, halisinasyon mu gördüm.
İki kişi indi, biri çıktı öbürü çıkmadı.
"Sümme raca'tü" "sonra döndüm" kendi kendime dedim ki, diyor.
"Yahu ben hayal mayal görmedim, iki kişi indi, bu adamı defnetmeye, biri içeride kaldı"
Bu Allahu Teala'ya, buda büyük bir veli!
(zaten cübbeli'nin küçük bir velisi yoktur)
Bu zat çok büyük bir veli!
"Ben dedim diyor, tamam mı!
Muhammed İbni Nasr es sâiğ, yani bu gören zatın adı Nasr es Sâiğ,
"Allah'ıma yalvaracağım bana diyor, bu işi keşfettirecek.
"Mevla bana, bunun sırrı ne olduğunu, ben bunu boşuna görmedim" geldim.
"Dedim ki ben bu işi nerede çözerim, dedim ki, bunu kabirde çözerim"
"Gittim aynı mezara 10 Yasin okudum diyor, 10 da Tebareke okudum" diyor.
"Ve bekeytü" "başladım ağladım, ağladım"
"Ve kultu Ya Rabbi! İkşif anni mé raaytü, fe inni hâifun alé akli"
"yâ Rabbi! Aklım yerinden gidecek, evhama girdim, ne oldu bu iş diye.
"Ben aklımın zâil olacağından korkuyorum, endişeleniyorum, bana gördüğüm şeyin hakikatini keşfettir"
"Millet diyor ki kimse yok, ben gördüm, ama hakikaten kimse çıkmadı, yok.
Bu giren ne oldu buraya? buhar mı oldu burada? dedim.
O anda "kabir açıldı" diyor.
Allah Allah inanıyor musunuz buna?
(İnanıyoruz sesleri)
Hangi kitapta bu biliyor musunuz?
İmam el-leklâkai, Ebu Kasım el-leklâkai, kitabın adı "es-sünne"
İmam Suyuti'yi duymuşsunuz, onu pek duymamışsınız, Suyuti daha meşhur.
İmamı Suyuti de sayfa 41
Bu okuduğum kitap da kimin kitabı?
İmam Nablusi, Abdulğani Nablusi "keşfunnur an ashâbil kubur"
Bu kitapta sayfa 60 bak önümde Arapça kitap var tamam mı!
Gazeteden okumuyorum ha !
"Ondan sonra kabir yarıldı" diyor.
"Bir şahıs çıktı hızla kaçıyor gidiyor.
"İçeride olan çıktı" diyor.
Bak şimdi! Allah Allah dedim!
"Bima'budike ille vekafte hette es'eleke"
"ibadet ettiğin Allah'ın hakkı için dur dedim, dur! bir şey soracağım ya!
"Bakmadı bana, bir daha dedim, bakmadı, bir daha dedim bakmadı.
"Sonra döndü" "ente Nasrus Sâiğ? "Nasrus Sâiğ isimli kişi sen misin?
"O kabirden çıkan" diyor.
Dedim evet, "mé te'rifuni?" "tanımadın mı beni? diye.
Dedim "kultu lé" ben nereden tanıyayım seni?
"Nahnu mélakan min meléiketirrahman muvekkelâni biehlis-sünneti ize vudiu fi kuburihim nezelné hetté nulekkinehumul hucceh ve ğâbe anni"
(Burda cübbeli Ahmet diyor ki)
Allah Allah inşallah ben kurtarırım, inşallah sizde kurtarırsınız inşallah,
"Dedi ki: "Biz Rahmet meleklerinden iki meleğiz!
"Allah senin keşfini açmış bizi gördün, yoksa bizi insanlar göremez.
"Kabre girerken ben de girdim, arkadaşım da girdi.
"O onunla kalıyor kabirde, yoldaş olmak için.
Sen dedi böyle çok müracaat ettin.
"Sana bu bilgi için beni mevla gösterdi sana!
"Biz ehli sünnetle görevliyiz!!!
Ehli Sünnet'ten biri öldüğü zaman geliriz. Münker- Nekir'in sualinin cevabını, huccetini, telkin ederiz.
"Ondan sonra onu kurtarırız işimiz biter" dedi. "Gözümden kayboldu" diyor.
"Evladım demiş bu zat! Ben öleceğim, bu benimle gitmesin.
"Ehli sünnet itikadını muhafaza etmenin önemi, İkincisi: Herkes göremez, Allahu Teala bir kişiye gösterir, herkese işittirir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder