PARALEL DİN (11. YAZI)
DİYANETİN DİN ANLAYIŞI:
Emevi Abbasi imalatı hurafe Ehli sünnet dininin Yılmaz savunucusu,
Kur'an, ilim, hikmet, akıl, tefekkür ve sorgulama düşmanı olan
Diyanet İşleri başkanlığı 12. 02. 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devletin'in bütün camilerinde okuttuğu hutbenin bir bölümü aynen şöyleydi.
"Kardeşlerim "bize Kur'an yeter" anlayışıyla Peygamberimizi, onun siretini ve sünnetini dikkate almadan müslümanca yaşamaya çalışmak mümkün değildir.
Bu duruş, Kuran'ın bizzat kendisine aykırıdır. Çünkü Yüce Rabbimiz Kerim kitabımızda bize, kendisiyle birlikte Resulüne inanmayı
(Nisa, 4/136) ve tabi olmayı (Araf 7/158) emreder.
Peygamberimizin helal kıldığını helal, haram kıldığını haram saymamızı ister.( A'raf 7/157) (Ahzap, 33/36)
Dolayısıyla Peygamberimize inanmayan, onun siretini ve sünnetini benimsemeyen bir anlayış, İslam anlayışı olamaz.
Peygambere iman etmeden, Kur'an ile sünnet'in arasına mesafe koyarak ebedi kurtuluşa ulaşılamaz.
Resulü Ekrem'in şerefli sözleri olmadan Kur'an anlaşılamaz ve yaşanamaz.
Bizi bu konuda ikaz eden yine bizzat Efendimizdir.
O şöyle buyurur "Sakın sizden birinizi, emrettiğim veya yasakladığım bir konu kendisine iletildiğinde, koltuğuna yaslanmış olarak cahilce,
" Biz Allah'ın kitabında ne bulursak ona uyarız, hadis tanımayız! "
derken bulmayayım"
(İbni mace, süne,2, Tirmizi, ilim,10)
Şimdi ben
Diyanet İşleri başkanlığı Din Hizmetleri Genel müdürlüğü tarafından hazırlanan bu ahmakça hutbenin neresini düzeltmeye çalışayım.
Diyanet İşleri başkanlığı daha Resul (Elçi) ile Nebi kavramlarının hangi anlama geldiğini bilmiyor.
İnsanlara din hususunda doğru ve sahih bilgiler vermesi gereken Diyanet'in bu kadar Kur'an bilmez, cahil bir kurum olduğunu nasıl içimize sindirecegiz.
BU HUTBENİN CAMİLERDE OKUTULDUĞU TARİHTE ÇOK SERT BİR TEPKİ GÖSTERMİŞTİM İNŞALLAH ONU DA PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder