8 Aralık 2016 Perşembe

ELÇİ OLMAZSA VAHİY VE KİTAP OLMAZ.
 KISACA SALİH ( ALEYHİSSELAM) VE SEMUD KAVMİNİN KISSASI:    (10. YAZI)
"Semud kavmine de  kardeşleri Salih'i (gönderdik).
 Dedi ki:
Ey kavmim!  Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka ilahınız  yoktur.
 Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir.
O da, size bir mucize olarak Allah'ın şu devesidir. Onu bırakın,  Allah'ın arzında yesin,( içsin) ona kötülük etmeyin, sonra sizi elem verici bir azap yakalar"
 Düşünün ki,( Allah) Âd kavminden sonra yerlerine sizi getirdi.
 Ve yeryüzünde sizi yerleştirdi:
 Onun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz.
 Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yer yüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın" "Kavminin ileri gelen müstekbirler, içlerinden zayıf görülen inananlara  dediler ki:
 Siz Salih'in,
 Rabbi tarafından gönderildiğini gerçekten biliyor musunuz? (Ona iman ediyor musunuz? )
Onlar da, Şüphesiz biz onunla ne gönderilmişse  ona inananlarız,dediler "
" Büyüklük taslayanlar dediler ki:" Biz de sizin inandığınızı  inkar edenleriz "
"Derken o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dışarı çıktılar da:
Ey Salih!  Eğer sen gerçekten ELÇİLERDEN isen bizi tehdit ettiği azabı  bize getir,  dediler.
" Bunun üzerine onları o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar" "Salih o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi:
 Ey kavmim! Andolsun ki ben size Rabbimin vahiyettiklerini tebliğ  ettim ve size öğüt verdim,  fakat siz öğüt  verenleri sevmiyorsunuz"
(Âraf, 73 79)
"Semud kavmine de kardeşleri Salih'i (elçi olarak  gönderdik).
Dedi ki:
Ey kavmim:  Allah'a kulluk edin.
 Sizin ondan başka ilahınız yoktur.
 O sizi yerden (topraktan) yarattı.
 Ve sizi orada yaşattı.
 O halde ondan mağfiret isteyin, sonra da O'na tevbe edin.
 Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, dualarını kabul edendir"
" Dediler ki: Ey Salih!  Sen  bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin.
( Şimdi) babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun?
Doğrusu biz,bizi  kendisine (kulluğa) çağırdığın  şeyden ciddi bir şüphe içerisindeyiz"
" Salih dedi ki: Ey kavmim!
 Eğer ben Rabbimden verilen apaçık bir delil  üzerinde isem ve o bana kendinden bir rahmet (elçilik) vermişse, buna ne dersiniz?
 Bu durum karşısında O'na âsi  olursam beni Allah'tan (O'nun azabından) kim korur?
 O zaman siz de bana ziyan vermekten fazla bir şey yapamazsınız"
"Ey kavmim!  işte size mucize olarak Allah'ın devesi.
 Onu bırakan Allah'ın arzında yesin (içsin)
 Ona kötülük dokundurmayın,  sonra sizi yakın bir azap yakalar"
" Fakat Semud Kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler.
 Salih dedi ki: " Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helak olacaksınız)"
 "Bu söz, yalan olmayan  bir tehdit idi "
"Emrimiz gelince, Salih'i ve  onuunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan ) ve  o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, her şeye galip gelendir "
" Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü  çökekaldılar"
" Sanki orada hiç oturmamışlardı.
"Biliniz ki, Semud Kavmi  gerçekten Rablerini inkar ettiler.
 Yine bilesiniz ki, Semud Kavmi Allah'ın rahmetinden uzak kılındı"(Hud, 61,,,68)
"Semud'a  Gelince onlar pek  zorlu bir sarsıntı ile helak edildiler"(Hakka,5)
"Semud kavmi de uyarıcıları yalanladı. "Aramızdan bir beşere  mi uyacağız?
 O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz" dediler.
" Vahiy,  aramızda ona mı verildi?
 Hayır o, yalancı ve şımarığın  biridir"( dediler) "Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir"
" Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi  gönderen biziz.
 Sen onları gözetle ve  sabret.
" Onlara suyun aralarında paylaştırıldığını  haber ver.
 Her biri kendi içme sırasında gelsin.  "Arkadaşlarını çağırdılar, o da (bundan cür'et  alarak) kılıcını kaptı ve deveyi  kesti"
( Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım  nasıl oldu" "Biz onların üzerlerine korkunç bir ses gönderdik.
 Hemen hayvan ağılına konan  kuru ot gibi oluverdiler"
" Andolsun ki Biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık.
 O halde düşünüp öğüt alan yok mu?(Kamer, 23, 32)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder