HİDAYET MESELESİ, ALLAH DİLEDİĞİNİ Mİ SAPTIRIR, DİLEYENİ Mİ?
(3.YAZI)
Yüce Allah adaleti gereği vahiy'den ayrı olarak yani direkt insanların kalbine hidayet ve dalâlet indirmez.
Allah tarafından apaçık âyetler indirildikten sonra hidayet ve dalâleti insanlar kendi özgür iradeleriyle seçerler.
Mesela: "...Onlar ancak zanna ve nefislerinin arzularına uyuyorlar. Halbuki kendilerine Rableri tarafından hidayet gelmiştir"
( Necm- 23 )
Yukarıdaki âyette geçen "Halbuki kendilerine Rableri tarafından hidayet gelmiştir" cümlesi bu gerçeği ortaya koyuyor.
"O, dileyene azab eder, dileyene de merhamet eder..."
( Ankebut- 21)
Allah dilediğine azap etmez, çünkü azabın nedeni insanın inanç ve fiilleridir.
"...Siz ancak yaptıklarınızın karşılığı ile cezalandırılacaksınız"
( Yasin- 54)
"Her nefis, kazandığına karşılık bir rehinedir..." (Müddessir- 38)
"Kötü ameli kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi?
Allah dileyeni sapıklığa yöneltir, dileyeni hidayete iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların yaptıklarını biliyor"
( Fatır- 8)
Dünyada ve ahirette insanın kaybetmesine sebep olan tek şey amelleridir.
İnanç ve amellerinin dışında yüce Allah hiç kimseyi saptırmaz, hiç kimseye de hidayet vermez.
"Bilsin ki insan için kendi çalışmasından hiçbir şey yoktur"
( Necm- 39)
"Salat-ı ikame edin, zekatı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği, Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görmektedir"
( Bakara- 110)
"Kim İzzet ve şeref istiyorsa, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir. Onları da Allah'a salih ameller ulaştırır..."
(Fatih- 8)
"Kimde salih amellerde bulmuş bir mü'min olarak O'na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir"
( Tâhâ-75 )
"Her kim mümin olarak salih ameller işlerse onun emeğini görmezlikten gelmek olmaz. Zira biz onu yazmaktayız"
( Enbiya- 94)
"Körle gören, karanlıkla aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dileyene işittirir. Sen kabirdekilere işittiremezsin. Sen sadece bir uyarıcısın"
( Fatır- 19, 20, 21, 22, 23)
"Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi.
Rablerinden korkanların, bu kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine (Kur'an) ısınıp yumuşar.
İşte bu kitap, Allah'ın dileyeni kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Kim Allah'ın (yolundan) saparsa, artık ona yol gösteren olmaz"
( Zümer- 23)
Diyanet İşleri Başkanlığı vakıf mealinde konumuz ile ilgili pasaja şöyle bir meal verilmiştir.
"...İşte bu kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir.
Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz"
Halbuki "Allah'ın, dilediğini onunla (Kur'an'la) doğru yola ilettiği hidayet rehberidir..." tahrif edilmiş bir manadır.
Doğrusu "Allah'ın, dileyeni onunla (Kur'an'la) doğru yola ilettiği hidayet rehberidir..." olması gerekirdi.
"Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kimde doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiç kimse başkasının günah yükünü yüklenmez. Biz, Resul göndermeden azap edecek değiliz"
( İsra- 15)
Resul göndermenin anlamı, kitabın beyan edilmesi yani Allah'ın indirdiği âyetlerin okunması, mesajın tebliğ edilmesi, vahyin insanlara ilan edilmesi ve duyurulması demektir.
Şu âyet bu konuda güzel bir örnektir.
"Eğer biz, Kur'an'dan önce onları bir azapla yok etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ey Rabb'imiz! Ne olurdu, bize bir Resul gönderseydin de, şu alçaklık ve rezilliğe düşmeden önce âyetlerine uysaydık!"
(Tâhâ-134)
Âyette bulunan "Kur'an'dan önce" "bize bir Resul gönderseydin" ile "âyetlerine uyusaydık" ifadeleri, muhteşem bir vahiy ve Resul sistemini gösteriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder