10 Nisan 2020 Cuma

UYDURMA DİN AFYONDUR
(5.YAZI)
Din düşmanlarının çok haklı olarak ifade ettikleri gibi cehalet, taklit, kayırma, bağnazlık, milletin sırtından servetler devşiren, bir grubu diğer gruplara tercih eden,
kendi mezhebini ve dinini diğerlerinden üstün görme nedenlerden dolayı haktan ve adaletten uzak olan uydurma din gerçekten bir afyondur.
Uydurma din,
insanın evrensel düşünme yeteneğini yok eden, insanı her türlü güzel ahlak ve erdemlerden mahrum bırakan korkunç bir afyondur. 
Uydurma din,
insanları zorluğa, kaosa, baskı ve eziyete,  kavram kargaşasına, terör ve anarşiye mahkum eden bir afyondur.
Uydurma din,  geri kalmışlığa,  geçmişlerin mahkum oldukları putperestliğe yani ölülere tapıcılığa gelecekleri de mahkum edecek olan öldürücü  bir afyondur.
Dolayısıyla uydurma dinin afyon olduğu inancı karşı gelinemez  bir gerçeği ortaya koymaktadır.
 Evet uydurma din, kıyamet gününe kadar hatta cehenneme kadar insanın aklını ve vicdanını, fazilet ve ahlakını kendisinden koparan  en tehlikeli bir afyondur.
"Bakara-165,166,167; Şuara- 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101)
Uydurma din, indirilen vahyi insanlara tebliğ eden  Allah'ın elçilerini bile terörist olarak gösteren müfteri bir dindir.
(Mümin-26)
Uydurma din, indirilen hak  dinin önünde bir gürültü ve propaganda, en önemli bir engel ve en aşılmaz bir bataklıktır.
(Fussilet-26)
Mesala, ehl-i sünnet'e bir bakın,  son vahyin tarihindeki önemli zalim ve katillerin sorumluluğunu ortadan kaldırarak neredeyse masum yapmaktadır.
Onların yanında Haccac bin Yusuf Kur'an'ı notalayan, çok Kur'an okuyan ve geceleri ihya eden faziletli bir adamdır.
 Ehli Sünnet şöyle der:
"Kendi aralarında yaptıkları savaşlarda Ali ile Muaviye'nin ikisi de haklı idiler, onlar bir ictihatta bulunarak birbirleriyle savaşa tutuştular.
 Bu içtihatlarında birisi haklı diğeri haksız olabilir.
Nihayetinde bu ictihatlarından  dolayı ikisi de sevap kazanmışlardır.
 Fiili olarak bu savaşlarına mudahil olmadığımız gibi, dilimizi de bulaştırmayalım yani onları eleştirmeyelim. 
İsa ( a.s) a karşı gelen ve onu ortadan kaldırmak isteyenler, putperest Romalı Kayser'in  safında yer alarak, tevhid'i  savunan havarilere karşı el ele  ve omuz omuza veren Ferisilerdi.
Şirk, her zaman din  kılığına girerek kendini gizlemesini bilmiştir.
Allah Resul (a.s) hanif İslam mücadelesinde şirke boyun eğdirince; bu sefer şirk dini, galip gelen dinin mensupları ve takipçileri arasına karışarak vahiy katibi, sahabe ve tâbiin  kılığında varlığını devam ettirmiştir.
 Ortaçağ'da din adına, üstelik kendi döneminde ve ilk asırlarda barış ve merhamette sabır ve şefkatte Kur'an'da  bile kendinden övgü ve sitayişle söz ettiren
(Hadid-27) İsa ( a.s) ın  dini olan İslam  adına  o kadar büyük cinayetler işlendi ki o derece katliamlar yapıldı ki tarihin bütün katilleri bunu rüyasında bile görmedi ve bu kadar kan dökmedi.
Ya Medine'de Ehl-i Sünnet'in ataları  olan Emevilerin döktükleri kanlar ve yaptıkları katliamlar.
 (Harre olayı)
 Kerbela katliamı ve zulmü neyin uğruna yapılmıştır?
Acaba Ehl-i Sünnet dininin ataları olan Emeviler  Allah Resulü'nün yolunun yolcusu ve İslam dininin savunucuları mı idiler? 
Yoksa Kur'an İslam'ını  içeriden çökertip cahiliyenin şirk dinine döndürmek için müctehid  ve muhaddis kılığına giren şirk dininin  ve Ebu Leheb'lerin varisleri mi idiler?
Bu nedenle son asırlarda söylenen şu  zor doğrudur.
"Uydurma din, İnsanların akıllarını başlarından alan, akıllarını başkalarına kiraya veren, insanların  özgür iradelerine pranga vuran,  başkasına kul ve köle yapan kadim  bir afyondur.
Uydurma din afyondur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder