28 Mayıs 2017 Pazar

BU " POSTACI" SÖZÜ NEREDEN ÇIKTI?
 (2.YAZI)
Yani şu "postacı" sözcüğünü, Allah Resulü'nü ilah ve Rab konumuna sokmak, onu vahiy dışına atmak,
 Kur'an'dan uzaklaştırmak, sonra da keyfine ve inancına
 göre ona bir takım uydurma ve yalan kimlikler belirlemek tam manasıyla Allah Resulü'ne karşı iftira ve apaçık bir buhtandır.
Bu "postacı" sözcüğünü uyduran yalancı hurafeciler
yalancı  mezhepçiler Kur'an'ın muhkem bir şekilde  koruma altına
aldığı Allah Resulü'nü istismar edemeyeceklerini bildiklerinden dolayı şirk dinine göre bir Elçi meydana getirdiler.
 Dolayısıyla
Allah'ın kitabı olan Kuran'ı Mübin'de yüzlerce ayette  anlatılan Allah elçisi ile Emevi, Abbasi imalatı hurafe
Ehli sünnet dini ile kadim İran inançlarının taşeronluğunu yapan Şia mezhebinin kaynaklarındaki yalan ve uydurma rivayetlerle anlatılan "peygamber" birbirinden çok farklı kişilerdir.
Bu farkları ele alacak olursak söz çok uzayacaktır.
Aslında bu mesele Kur'an ehli muvahhidlere malum olan bir meseledir.
"POSTACI" sözcüğü, aynen Hıristiyanlar gibi, hatta onlardan daha ilerde uydurma rivayetlerle  Allah Resulü'nü
 Kur'an'dan koparmak ve onu  şirk aracı haline getirmek, vahiy ile ilişkisini kesmek sonra da bunu
"Peygambere saygı, sünnete bağlılık" aldatmalarıyla ümmi halka inandırmayı amaçlayan iftiracı,
şirke sapmış bulunan hurafeci yalancıların icat ettikleri sonra da itham ve eleştiri aracı olarak kullandıkları sözcüklerden biridir.
Bunlar bu aldatma ve yalanlarla evliyalarını ve  efendilerini
kutsamak ve yüceltmek maksadıyla Allah Resulü'nü alet ederek  başlattıkları bir  tapınma ve hululiyyet hareketidir.
Dini yıkma ve islamı dejenere etme projesidir. Tam bir koruma altında olan Allah'ın kitabıyla batıl  inançlarına bir yol bulamayınca bu çirkin  emellerini Allah Resulü'nün üzerinden gerçekleştirdiler.
Oyunu büyük oynadılar, tevhid akidesini ve  İslam ümmetini paramparça ederek arzu ve isteklerine kavuştular.
Hem Kur'an'ın manasını tamamen boşaltıp bozdular.
Hemde Allah Resulü'nü vahiy'den ayırarak bir masal kahramanı halinde getirdiler.
Mezhepçi cahiller  bu "postacı" söylemle,  Allah Resulü'nü Kur'an gerçeğinde sadece vahyi tebliğ eden, Kur'an ile insanları uyaran,
sadece Kur'an'ı anlatan ve okuyan, bunun dışında hiçbir yetkiye sahip olmayan Allah'ın bir  temsilcisi olarak  gören  
Kur'an ehli muvahhidlere  çirkin bir iftira ile itham etmektedirler.
Fakat bu Allah'ın bir kanunudur, Kur'an ehli muvahhidler tevhid akidesinden dolayı hakaret görecekler ki, Allah'ın indinde ve cennete dereceleri kat kat olsun.
Allah( cc) Elçileri ile birlikte muvahhidlere büyük bir değer veriyor.
"Âyetlerimiz açık açık okunduğunda, kafirlerin yüzlerinde hoşnutsuzluk sezersin.
Onlar, kendilerine âyetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine saldırırlar.
De ki: Size bundan ( bu öfke ve kudurmanızdan) daha kötüsünü bildireyim mi?
Cehennem! Allah, onu kafirlere ( ceza olarak) bildirdi. O, ne kötü sondur"
( Hac, 72)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder