2 Eylül 2016 Cuma

ŞİA'NIN İTİKADİ DURUMU ( 9. YAZI )
Bütün Şii alim ve  müellifler imameti usulü dinden kabul ederler, başka bir ifadeyle onu Tevhid, Nübüvvet, Adalet, me'ad  seviyesinde inanılması  mutlak olan  gerekli İlâhi emirler  arasında sayarlar.
( el-Küleyni -2, 18, Şeyh saduk Risaletü' itikadâtil -imamiyye 109,Onat -21, 22 )
 Şia'nın en  önemli muhaddislerinden el-Küleyni  Şia imamlarından (12 İmam) Muhammed Bakırın şöyle dediğini rivayet eder.
" İslam beş esas üzerine kurulmuştur.
 Namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak, hacca gitmek ve velayet, bunlardan hiç birisi velayetin ilanı gibi ilan edilmemiştir.
 (El -Küleyni  11-18 Krş, Zahir, Şia'nın Kur'an, İmamet ve Takiyye anlayışı, 50 )
Şia'ya göre İmamı tanımak ve ona itaat etmek farzdır.
 Nitekim Cafer es-Sadik'ın şöyle dediği rivayet olunmaktadır.
"Biz, (12 imam )Allah'ın kendilerine itaati farz kıldığı kimseleriz.
Ancak bizi tanıyan kurtuluşa erer.
Bizi tanımayan mazur değildir. Bizim imametimize inanan mümin, inkar eden ise kafirdir.
Bizi tanımayan, ama inkar da etmeyen kimse, Allah'ın bize edilmesini farz kıldığı itaati yerine getirip hidayete kavuşuncaya kadar delalettedir.
(el-Küleyni 1.187)
İmamet konusu İmamiyye Şia'sı için öylesine önemlidir ki, Nevbahti, Küleyni ve Şia'nın en meşhur şeyhi İbni Babeveyh el -Kummi (Şeyh Saduk )gibi ilk Şii alimler eserlerinde İmamet konusuna müstakil bölümler ayırmış, yine ilk Şii müelliflerden Ebu Cafer Rüstem et -Taberi
( 400 -1009 ) Hamduddin el -Kirmâni (411 -1020 )ve Şeyh Müfit (413 -1022 )
Hz Ali'nin Hz peygamber tarafından bizzat Kur'an'ın emriyle tayin olunmuş bir İmam olduğunu ispat etmek için müstakil eserler kaleme almışlardır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder