İBRAHİM HAKKI VE MARİFETNAMESİ ( 2. YAZI ) Birazdan İbrahim Hakkının Marifetnamesinden vereceğimiz örnekleri incelememiz "Ehli sünnet Alimi " diye takdim edilen rol modellerini görmemizi, dini yücelttiklerini zannedenlerin ahmaklıklarını ve neler yapabileceklerini, bunun yanında, bu hurafecileri öven mezhepçi yobazların zihniyetini eleştirmekte ne kadar isabetli olduğumuzu gösterecektir. MARİFETNAMEDEN HİKMETLER ! " Bütün bu saf saf olan meleklerin ötesinde bir büyük yılan vardır. Arşı Azam'ı başı kuyruğunun üzerine gelmek üzere çevrelemiştir. Başı beyaz İnci'den, bedeni sarı altından ve gözleri kırmızı yakuttan yaratılmıştır. Her bir tüyünün dibinde bir meleğin tesbih ettiği 100.000 kanadı vardır. Bu sarı yılanın tesbihinin sesi diğer bütün meleklerin tesbih seslerini bastırarak onlara korku verir. Ağzını açtığı zaman gökleri ve yeri bir lokma etmesi mümkündür. Eğer o büyük yılana ilham edilmeseydi onun sesinin heybetinden bütün mahluklar helak olurdu.,,,,, Bunun altında dördüncü Gök vardır ki beyaz gümüştendir. Bunun ismi Erkal'un dur. Buranın Melekleri at suretindedir. Reislerinin ismi kabaildir. Bu dördüncü gögün bekçisidir. Bunun altında üçüncü gök vardır ki Sarı yakuttandır.Bunun ismi Maun'dur. Buranın Melekleri Kartal suretindedir. Reislerinin ismi saftail'dir. Bu üçüncü göğün bekçisidir." Allah sözü edilen derya içinde güneş için 360 kulplu elmastan bir araba yaratıp, Üzerine güneşi koymuştur. Güneşi arabasıyla doğudan batıya doğru çekip götürmeleri için her kulpundan tutacak bir melek tayin etmiştir. Ay içinde Hak Teâlâ üç yüz kulplu Sarı yakuttan bir araba yaratarak, üzerine ayı yerleştirmiştir. Ay'ı arabasıyla doğudan batıya çekip götürmeleri için cevherden 60 Kulplu bir kılıf yaratmış, her kulptan tutacak 60 Melek tayin etmiştir. Ay'ın arabasını götüren melekler onu her gün güneşten uzaklaştırdıkça kılıfını tutan melekler de kılıfı her gün Aydan biraz daha sıyırarak güneş ile ay karşı karşıya geldiğinde kılıfından tamamen çıkıp Dolunay halinde görülür. Sonra ayı güneşe melekler yavaş yavaş yaklaştırdıkça kılıfını da diğer taraftan Her gün biraz daha yaklaştırip ay güneşe iyice yaklaştığında kılıfını aya tamamen giydirirler. Kıyamete kadar bu şekilde devam eder. Bu sebepten ay bazen Hilal, bazen yarım ay, bazen Dolunay şeklinde görülür. Verdiğimiz bu örnek, mezhepçi İslam'ın savunucularından olan ve mezhepçilerin hararetli takdirlerini kazanan İbrahim hakkının 250 yılı aşkın bir süredir rekor sayıda satan kitabından alıntıydı. Bu eserde Kur'an'a,ilme, akla ve güzel ahlaka aykırı o kadar yalan, yobazlık ve hurafe vardır ki insanın aklı hayali durur. Bu kitapta yazılanlar, dini bilgi gibi sunulmuş ve bu kitap diğer ehli sünnetin birçok eserleri gibi "İslami" kitaplardan biri sayılmıştır. Kur'an ehli muvahhidler ile kendilerini" Ehli sünnet" olarak niteleyen birçok kişi arasındaki fark bu kitapta da ortaya çıkmaktadır. Kur'anı tek kaynak olarak görenler bu hurafeleri şiddetle yererken, "Ehli sünnetim" diyenler, ısrarla bu yalan ve dolanları temize çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bu kitaptaki, Kur'an, İlim ve akılla uzlaştırılması imkansız izahlar Kur'an'a, akla ters olmasına rağmen savunulmuş, Üstelik müftüler ve "İslami yayınevleri" bu izahları yapan kitaba ve yazarına övgüler yağdırmışlardır. Bu açıklamaları yapan İbrahim Hakkı ise tüm bu izahların " tecrübe"yle sabit izahlar olduğunu, yine Marifetname'de söylemektedir. Bu izahların nasıl bir tecrübeyle sabit olabileceğinin yorumunu size bırakıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder