3 Eylül 2016 Cumartesi

HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? ( 52. YAZI )

24 Nisan 2016 Pazar, 22:26 UTC+03
HADİSLER NEDEN DİNİN KAYNAĞI OLAMAZLAR? ( 52. YAZI ) 51 inci yazımda ancak ahmakların inanacakları uydurma hadis Müslim, Ebu Davud, İbni mace gibi ehli sünnet düşüncesi tarafından tartışılmaz otorite ilan edilen kaynaklarda yer almaktaydı. Bu hadislere inanan ve eserlerine alan ahmaklar, ki ahmaklığın ilacı yoktur. Bu hezeyanları inkâr edenleri" sünnet ve Elçi düşmanı" kabul edenleri ise gerçek ve dindar müslüman İlan ediyorlar. Ey Ehli Sünnet ve Şia sizin dininizden uzak kıldığı için Rabbimize hamd ediyoruz. Bu ahmaklığın cenderesine nasıl girelim? Diğer bir Hiristiyan kaynaklı ahmaklık şöyledir" Güya Allah rasulü buyurmuş. "Şeytan her insanı doğarken yaralar. Ancak Meryem oğlu İsa'yı yaralayamamış, yaralamak için gittiğinde onun sadece örtüsüne vurmuştur"( Buhari, Ahmet Bin hanbel) Bu hadis ehli sünnet dininde en doğru hadis kitabı Buharı ile Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmed bin hanbel tarafından rivayet edilmiştir. Hadisleri inkar eden kafir olur, Peygamberi İnkar eder." En doğru hadis kitabı ise Buhari'dir"İşte en doğru hadis kitabının hadisi, işte Kur'an dışında başka Hadis( söz) arayanların düştüğü alçak ve rezil durum. Şam Valisi Muaviye, meşru halife hazreti Ali'ye başkaldırarak İsyan etmesi sonucunda sıffin'de yapılan savaşta binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Emevi saltanatı müddetince Tam 90 sene Emevi hâkimiyetinin minberlerinde Hz Ali'ye lanet okutulmuştur. Muaviye'nin oğlu Yezid'in ordusu Kerbela'da Allah Resulü'nün ailesini Vahşice katletmiştir. Emevi ordusu, Yezide biat etmeyen Abdullah Bin Hanzala ve taraftarlarını yok etmek için Medine'ye gelerek (Harre olayı) Allah Resulü'nün arkadaşlarının hanımlarına, kızlarına, ve gelinlerine üç gün boyunca tecavüz etmiştir. Emevi köpeği olarak şöhret olan Haccac bin Yusuf, Emevi sultasını kabul etmeyen Abdullah Bin Zübeyri cezalandırmak için Mekke'ye girdiğinde Kabeyi bile mancınığa tutarak, Mekke'de taş üstüne taş bırakmamıştır. İşte bugün ortaya çıkan dini tablonun ve Ehli sünnet akide, düşünce ve mezhebinin oluşumunda ilk basamak olan Emevilerin ne kadar "güvenilir"olduklarını göz önüne seriyor. Hz Ömer devrinden sonra İslam tarihinde Müslümanların günümüze kadar yaşadığı Müslümanlık bir Emevi İslam'ıdır, diyoruz. Bu Emevi dinini en çok benimseyen ve zirveye çıkaran ise Osmanlı Devleti din yapısıdır. Emeviler döneminde Uydurulan din ve içtihatlar en güzel şekilde Osmanlı döneminde Hayat bulmuştur. Bu yüzden ben diyorum ki, Osmanlı İlim ve fikir hayatı hurafelerden ibarettir. Kur'an, ilim,akıl ve tefekkür namına Osmanlı İslam dinine bir hizmet meydana getirmemiş, yalnız Emevi dinine ve fikriyatına sıkı sıkıya hizmet etmiştir. Osmanlı Devleti iyi bir Emevi Ulusalcısıydı. Emeviler bile uydurdukları dini Osmanlı gibi yaşamadılar. Osmanlı bize din ve fikir namına Emevi Devleti'nin uydurma dinini miras bırakmıştır. Sanki Emeviler bu uydurma dini Osmanlıların yaşaması için çıkarmışlardı. Abbasiler döneminde (bu dönemin uydurmaları da eklenerek) hadis kitaplarına dönüştü. Bu hadisler, mezheplerin İslam'ına temel oldular. Emevi ve Abbasi halifelerinin nezaretinde mezhepler ve yığınla hadis külliyatları meydana getirildi. Kuran'ın bir kenara itildiği, daha doğrusu bilinmediği, Allah Resulü'nün torunlarının katillerinin hüküm sürdüğü her türlü fitne, katliam ve sindirmenin zirvede olduğu bir zeminde oluşturulan hadislere ve mezheplere güvenilebilir mi? Tabii ki hayır. Çünkü Emevi beslemesi Ehli sünnet Din adamlarının çoğunluğuna göre binlerce insanın öldüğü Sıffin Savaşı muaviye'nin bir ictihat hatası idi. Onlara göre Hazreti Ali iki sevap, Muaviye bir sevap almıştır. Bu cahillerin aklına göre binlerce insanın ölmesi bile sevap kazanmaya sebep olmuştur. Halbuki Allah Resulü (Aleyhisselam )Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer ve Hazreti Ali dönemindeki sade yaşantının Saray ihtişamlarına, debdebeye, şölenlere dönüşü, dini liderliğin paraya ve güce çevrilmesi, bu devre rastlar. Ama maalesef ehli sünnet din adamları bütün bu gerçekler ortadayken Emeviler'in yaptıkları zulümleri örtbas etmeye çalıştı. Fakat bu milletin vicdanı Ehli sünnet alimlerinin ilminden ve içtihatlarından üstün çıkmıştır. Uydurma hadis ve içtihatlara rağmen Bu ümmetin saf vicdanı muaviye'yi hiçbir zaman benimsemedi. ama cahil ve ümmi çoğunluk itikadi ve ameli konularda Emevi Din büyüklerine inanmak zorunda kaldı. Belki vicdanen kazandı ama İtikatta fikirde,sanatta,merhamette, güzel ahlak'ta ve amelde kaybetti. Bundan dolayı Biz diyoruz ki, Bu ümmetin Ümmileri alimlerden üstündür. Çünkü Bu ümmetin alimlerinin çoğunluğu Özgür olamadılar. Özgürlüğü savunamadılar. insanları özgürlüğe kavuşturmak için mücadele etmediler. Emevi saltanat ve rantının müdafii ve mukallidi olmaktan başka hiçbir işe yaramadılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder