20 Ağustos 2016 Cumartesi

DARBE ŞÜPHECİLERINE DUYURU :

DARBE ŞÜPHECİLERINE DUYURU : 1970 lerde İzmir imam hatip okulunda iken Bozyaka yatılı öğrenci yurdunda sabah namazını F Gülen'in arkasında kılardık, sabah namazından sonra Risale'i Nur külliyatından ders yapardı. Her Cumartesi ve pazar günü yurdun en üst katında kendisine tahsis edilen bölümde F Gülen polis ve askerlere hadis dersi veriyordu. Asker kesimi henüz çok az, tek tük idi. Fakat polisler kalabalık halinde geliyorlardı. O günleri iyi hatırlıyorum, tâ o tarihlerden itibaren cemaate bağlı herkesin bilinçaltında devletin kurumlarını ele geçirmek vardı. Bunun en büyük sebebi o tarihlerde bazı kurumların sağcı, bazı kurumların solcuların hakimiyetinde olmasından kaynaklanıyordu. Aslında o tarihlerde kurumların Müslümanlar tarafından ele geçirilmesi inanan insanlarda cazip bir amaç olarak görülüyordu. Bundan dolayı F Gülen cemaati bütün Ege bölgesinde büyük destek alıyordu. Çünkü inananların üzerinde büyük bir baskı mevcut idi. Dolayısıyla F Gülen'in devleti kurumlarıyla beraber ele geçirme planının olmadığını söyleyen kesimler ya cahildirler veya art niyetlidirler. F Gülen'nin bu planlarından vâz geçmemesinin en büyük sebebi uydurma Emevi Abbasi imalatı hurafe Ehli sünnet dininin rivayetlerine bağlı olup, hiç bir zaman Kur'an, ilim, hikmet, akıl ve tefekküru temel esas ve rehber edinmediğinden dolayıdır. Eğer F Gülen Kur'an, ilim, hikmet, akıl ve tefekkürü rehber olarak alsaydı mutlaka bu fâsit emellerinden uzaklaşacaktı.Kur'anı tek kaynak ve rehber edinseydi bu kötü hayallerinden mutlaka kurtulacaktı . Kur'an kalbe, zihne kötü duygulara bir şifa ve hidayettir,rahmettir. İkinci sebep F Gülen'in normal bir inanç ve ahlaka sahip olmamasından kaynaklanıyor. Yani F Gülen'in hem dini, hem ahlakı, hemde sağlığı bozuktur. Bir insanın dini, ahlakı ve psikolojik durumu bozuk olunca sağlıklı muhakeme ve mantıklı hesap yapamaz. En korkunç olanı İnancı, ahlakı ve psikolojik durumu bozuk olup da yalan, uydurma ve hurafede olsa, bilgisi çok, edebiyatı güçlü olanlar, ilimsiz ve akılsız cahil toplumlarda çok büyük bir tehlike arzederler. Güzel bir söz vardır "Galatı meşhur lugatı fasihten evladır "diye. Yani "Meşhur olan yalan ve hurafeler, cahiller indinde gerçeklerden daha makbuldür" Ümmi insanlar saklı hakikatlere değil, meşhur hurafelere iman ederler. Tabi ki F Gülen, Cübbeli Ahmet, Adıyamanlı, Şevket Eygi, Osman ünlü, Ramazan ayvalı, Diyanet, Ömer Döngeloğlu, Yusuf Tavaslı, Haydar baş, Ebubekir sifil, Alparslan Kuytul, Ubeydullah Aslan, Nurettin Yıldız, Cemal Nur Sargut, Necmettin Nursaçan, Mustafa Karataş, Cevat akşit, Tuğrul inançer,Nihat Hatipoğlu gibi ekran vaizlerinin her anlattığına cahil ve ümmi halk inanır. Bundan dolayı Diyanette, üniversitede, İmam hatip okullarında kısaca bütün eğitim kurumlarında ilim,sorgulama, hikmet, akıl ve tefekkür odaklı bir sisteme geçilmesi hayatı bir önem taşıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder